Yazılım geliştirme, bilgisayarlar, mobil cihazlar ve diğer dijital platformlar için yazılım uygulamaları ve programlarının tasarlanması, oluşturulması, test edilmesi ve sürdürülmesi sürecidir. Yazılım geliştirme, birçok farklı aşamadan oluşur ve genellikle şu adımları içerir:
Yazılım Geliştirme (Bilişim) Staj Defteri Konuları ( HAFTA 1 – HAFTA 10)
Yazılım Geliştirme (Bilişim) Staj Defteri Konuları ( HAFTA 11 – HAFTA 20)
Yazılım Geliştirme (Bilişim) Staj Defteri Konuları ( HAFTA 21 – HAFTA 30)
- İhtiyaç Analizi: İlk olarak, yazılımın ne amaçla kullanılacağını ve hangi ihtiyaçları karşılayacağını anlamak için müşteri veya kullanıcılarla işbirliği yapılır. Bu aşamada gereksinimler belirlenir.
- Tasarım: Yazılımın genel yapısı ve işlevselliği tasarlanır. Bu aşamada veri tabanları, kullanıcı arayüzleri ve programın genel mimarisi oluşturulur.
- Kodlama: Tasarım aşamasında oluşturulan plana göre yazılımın kodlaması yapılır. Programlama dilleri, çerçeveler ve araçlar kullanılarak yazılımın temel işlevleri oluşturulur.
- Test: Yazılım geliştirme sürecinin önemli bir parçası olan test aşamasında, yazılımın hatalarını ve eksikliklerini tespit etmek için farklı testler yapılır. Bu aşama, yazılımın güvenilir ve istikrarlı çalışmasını sağlar.
- Entegrasyon ve Dağıtım: Yazılım, kullanıcılara sunulmadan önce gerektiğinde farklı sistemlerle entegre edilir ve dağıtılır. Bu aşama, yazılımın kullanıma hazır hale gelmesini sağlar.
- Bakım ve Güncelleme: Yazılımın kullanımı sırasında ortaya çıkan hataların düzeltilmesi ve yeni özelliklerin eklenmesi için düzenli bakım ve güncelleme yapılır.
Yazılım geliştirme süreci, çeşitli metodolojiler ve yaklaşımlar kullanılarak yönetilebilir. Örneğin, su döngüsü modeli, çevik geliştirme, ve yazılım yaşam döngüsü gibi farklı yaklaşımlar geliştirme sürecini düzenlemek için kullanılabilir.
Yazılım geliştirme aynı zamanda birçok farklı uzmanlık alanını içerir. Yazılım mühendisleri, yazılım geliştirme sürecini yöneten ve kod yazan profesyonellerdir. Ayrıca, kullanıcı arayüzü tasarımcıları, veritabanı uzmanları ve test mühendisleri gibi diğer uzmanlar da sürecin farklı aşamalarında görev alabilirler.
azılım geliştirme dalı öğrencileri için staj defteri konuları ve içerikleri listesi aşağıdaki başlıklarda yer almaktadır.
Yazılım Geliştirme Staj Defteri Gelişim Tablosu
Staj defteri konularını yıllık plandaki sıralamaya uygun şekilde staj defterinize yazabilirsiniz.
HAFTA 1 GÜN 1: Verilen problem için uygun teknikleri kullanarak çözüm bulur
Bugün stajda bir problem çözümü üzerinde çalıştım. Problem, kullanıcıdan bir tahmin alıp rastgele bir sayıyla karşılaştırmak üzerineydi. Öncelikle problemi dikkatlice analiz ettim ve çözüm için nasıl bir yol izlemem gerektiğini planladım.
İlk adım olarak, programa rastgele bir sayı üretebilmesi için gerekli kodu ekledim. Bunun için Python’da random kütüphanesini kullandım. Daha sonra, kullanıcının tahmin yapabilmesi için bir döngü oluşturdum. Bu döngü, kullanıcının doğru tahmini yapana kadar devam ediyor ve her tahminin ardından doğru ya da yanlış olduğu bilgisini veriyor.
Kodun çalışmasını sağlamak için şu adımları izledim:
- Rastgele bir sayı üretmek için random.randint fonksiyonunu kullandım.
- Kullanıcıdan tahmin almak için input fonksiyonunu ekledim.
- Gelen tahmini, üretilen sayıyla karşılaştırarak doğru ya da yanlış olduğunu belirttim.
- Kullanıcının yanlış tahmini durumunda uygun mesajlar gösterdim.
Bu işlemleri tamamladıktan sonra kodu test ettim. Yanlış girişler, sınır değerler gibi durumları göz önünde bulundurarak olası hataları kontrol ettim ve düzeltmeler yaptım.
Bu çalışma sayesinde problem çözme yeteneğim ve kod yazma pratiğim biraz daha gelişti. Özellikle algoritma oluşturmanın ve kodu test etmenin önemini bir kez daha fark ettim. Bugün, hem eğlenceli hem de öğretici bir gün oldu.
HAFTA 1 GÜN 2: Verilen problemi çözmek üzere farklı algoritmalar tasarlar
Bugün stajda verilen bir problemi çözmek için farklı algoritmalar tasarladım. Öncelikle problemi anlamaya ve hangi yöntemlerle çözülebileceğini düşünmeye odaklandım.
Problem, bir metindeki kelimeleri saymak ve her kelimenin kaç kez geçtiğini bulmaktı. Bu problemi çözmek için birkaç farklı yol düşündüm:
- Döngü Kullanarak Sayma: Metni kelimelere bölüp her birini bir döngüyle saymak.
- Sözlük Kullanımı: Her kelimeyi bir anahtar olarak saklayıp, tekrar edenleri sayısını artırmak.
- Hazır Fonksiyonlar: Python’daki collections.Counter gibi araçları kullanarak işlemi hızlandırmak.
İlk olarak döngüyle çözüm yöntemini denedim. Metni split() fonksiyonuyla kelimelere ayırdım ve bir döngüde her kelimeyi kontrol ederek saydım. Bu yöntem işlevseldi ama biraz uzun sürdü.
Sonra sözlük kullanarak bir algoritma tasarladım. Her kelimeyi sözlüğe ekleyip, tekrar edenlerin değerlerini bir artırdım. Bu yöntem daha düzenli ve hızlıydı.
En son, Python’un hazır kütüphanesindeki collections.Counter fonksiyonunu kullanarak aynı işlemi birkaç satırda tamamladım. Bu yöntem hem zamandan tasarruf ettirdi hem de yazımı kolaylaştırdı.
Her yöntemi test ettim ve avantajlarını, dezavantajlarını karşılaştırdım. Bu çalışmada farklı algoritmaların aynı problemi çözmek için nasıl kullanılabileceğini deneyimledim. Hangi yöntemin kullanılacağına, problemin boyutuna ve ihtiyaçlara göre karar vermenin önemini öğrendim.
Bugün, algoritma tasarlamanın yaratıcılığı teşvik eden bir süreç olduğunu gördüm ve bu bana çok keyif verdi.
HAFTA 1 GÜN 3: Verilen problemin çözümüne uygun akış şemaları oluşturur
Bugün stajda, bir problem için çözüm sürecini daha net hale getirebilmek adına akış şemaları hazırladım. Akış şeması, adımları görselleştirerek çözümü planlamak ve uygulamak açısından oldukça faydalı oldu.
Problemin konusu, bir sayının asal olup olmadığını kontrol etmekti. Öncelikle problemi adım adım inceledim ve bu adımları bir akış şemasıyla ifade etmeye karar verdim. Şema, problemi çözmek için izlenecek yolu açıkça gösteriyordu.
Akış şeması şu şekildeydi:
- Başlangıç: Kullanıcıdan bir sayı alınır.
- Kontrol: Sayı 2’den küçükse asal olmadığı belirtilir.
- Döngü: 2’den başlayarak sayının kareköküne kadar olan tüm sayılar kontrol edilir.
- Eğer sayı bu aralıktaki bir sayıya tam bölünüyorsa asal olmadığı belirtilir.
- Hiçbirine tam bölünmüyorsa sayının asal olduğu sonucu verilir.
- Bitiş: Sonuç ekranda gösterilir.
Akış şemasını hazırladıktan sonra, adımların mantıklı bir sırayla ilerleyip ilerlemediğini kontrol ettim. Şemayı çizmek, hem problemi daha iyi anlamamı hem de kodlama sürecini hızlandırmamı sağladı.
Bu süreçte akış şemalarının karmaşık problemleri çözmeden önce işleri nasıl kolaylaştırdığını fark ettim. Görsel bir planlama yapmak, kodlamaya geçmeden önce birçok sorunu önceden tespit etmeme yardımcı oldu.
Bugün, akış şemalarının çözüm odaklı düşünmeyi ve doğru bir sıralama oluşturmayı nasıl desteklediğini deneyimledim. Oldukça verimli bir çalışma oldu.
HAFTA 2 GÜN 1: Blok tabanlı programlamada projeler oluşturur
Bugün stajda, blok tabanlı programlama kullanarak küçük projeler geliştirdim. Blok tabanlı programlama, kod yazmak yerine sürükle-bırak yöntemiyle blokları birleştirerek işlem yapmayı sağlıyor ve bu süreç oldukça eğlenceliydi.
İlk olarak, Scratch benzeri bir platform üzerinde basit bir proje oluşturdum. Projem, bir karakterin ekranda hareket etmesini ve kullanıcıdan aldığı komutlara göre farklı işler yapmasını içeriyordu.
Proje şu adımlardan oluşuyordu:
- Başlangıç: Bir karakter seçtim ve sahneye yerleştirdim.
- Hareket Kontrolü: Klavyeden ok tuşlarına basıldığında karakterin yukarı, aşağı, sağa veya sola hareket etmesini sağladım.
- Ses Efektleri: Karakter belirli bir noktaya ulaştığında bir ses efekti çalmasını ekledim.
- Etkileşim: Kullanıcı, belirli bir tuşa bastığında karakterin konuşmasını ve ekrana mesaj yazdırmasını ayarladım.
Bloklar arasında bağlantı kurarak işlemleri sıralamak ve farklı durumlara göre davranışlar eklemek çok pratikti. Projeyi tamamladıktan sonra hem test ettim hem de birkaç küçük hata üzerinde çalışarak düzeltmeler yaptım.
Bu çalışmada blok tabanlı programlamanın özellikle yeni başlayanlar için ne kadar öğretici ve eğlenceli olduğunu fark ettim. Kodlama mantığını öğrenmek ve görsel olarak adımları takip etmek oldukça kolaydı.
Bugün, blok tabanlı programlamayla projeler oluşturmanın temel programlama becerilerini geliştirmek için harika bir yöntem olduğunu deneyimledim. Öğrendiğim bu yöntemi daha karmaşık projelerde kullanmayı da düşünüyorum.
HAFTA 2 GÜN 2: Programlama dilini bilgisayarına kurar
Bugün stajda, programlama dilini bilgisayara kurma ve çalıştırma adımlarını öğrendim. Bu süreç, yazılım geliştirme için gerekli ortamı hazırlamak açısından oldukça önemliydi.
İlk olarak Python programlama dilini bilgisayarıma kurdum. Bunun için şu adımları izledim:
- İndirme: Python’un resmi web sitesine girdim ve işletim sistemime uygun olan sürümü indirdim.
- Kurulum: İndirdiğim dosyayı açarak kurulum sihirbazını başlattım. Bu sırada “Add Python to PATH” seçeneğini işaretlemeyi unutmadım. Bu seçenek, Python’un komut satırında çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.
- Kontrol: Kurulum tamamlandıktan sonra, Python’un doğru bir şekilde yüklenip yüklenmediğini kontrol etmek için cmd üzerinde python –version komutunu çalıştırdım.
Kurulum tamamlandıktan sonra, Python için bir kod editörü kurdum. Bunun için Visual Studio Code (VS Code) programını tercih ettim. Editörü kurarken şu adımları yaptım:
- Eklenti Yükleme: VS Code’un Python ile uyumlu çalışabilmesi için gerekli olan Python eklentisini yükledim.
- Test: Editörde basit bir “Hello, World!” programı yazıp çalıştırarak her şeyin doğru çalışıp çalışmadığını test ettim.
Bu süreçte öğrendiğim en önemli şeylerden biri, geliştirme ortamını doğru bir şekilde kurmanın zaman kazandırdığı ve ileride karşılaşılabilecek sorunları önlediğiydi.
Bugün, yazılım geliştirme sürecinin başlangıcı için gerekli olan kurulum adımlarını öğrenerek bilgisayarımı programlamaya hazır hale getirdim. Bu çalışma, yazılım geliştirme konusunda daha fazla pratik yapmam için ilk adım oldu.
HAFTA 2 GÜN 3: Programlama dilinde değişken, sabit ve operatörleri kullanır
Bugün stajda, programlama dilinde değişkenler, sabitler ve operatörler kullanarak temel çalışmalar yaptım. Bu kavramlar, bir programın temel yapı taşları olduğu için oldukça önemliydi.
Değişkenler:
İlk olarak değişkenlerin nasıl tanımlandığını ve kullanıldığını öğrendim. Değişkenler, bir programda verileri saklamak için kullanılıyor. Örneğin, Python’da bir değişken şu şekilde tanımlanıyor:
1 2 3 4 | site = "tasarimkodlama.com" ziyaretci_sayisi = 1500 |
Bu örnekte, site
değişkeni bir web sitesini temsil ederken, ziyaretci_sayisi
değişkeni ise günlük ziyaretçi sayısını saklıyor. Programda bu değerleri kullanarak farklı işlemler gerçekleştirdim.
Sabitler:
Sabitler, değerleri değiştirilemeyen veri türleridir. Python’da sabitler genelde büyük harflerle tanımlanır. Örneğin:
1 2 3 4 | SITE_ADI = "tasarimkodlama.com" PI = 3.14 |
Bu sabitleri kullanarak hem bir dairenin çevresini hesaplayan basit bir program yazdım hem de sabitlerin sabitlik özelliğini nasıl koruduğunu test ettim.
Operatörler:
Operatörlerle çalışarak matematiksel ve mantıksal işlemleri öğrendim. Örneğin:
- Aritmetik Operatörler: Toplama (
+
), çıkarma (-
), çarpma (*
), bölme (/
) gibi işlemleri gerçekleştirdim. - Karşılaştırma Operatörleri:
==
,!=
,>
,<
gibi operatörlerle iki değeri karşılaştırdım. - Mantıksal Operatörler:
and
,or
,not
kullanarak daha karmaşık koşullar oluşturdum.
Basit bir örnek:
1 2 3 4 5 6 7 | site = "tasarimkodlama.com" ziyaretci_sayisi = 1500 if ziyaretci_sayisi > 1000: print(f"{site} çok popüler bir site!") |
Bu çalışmada değişkenleri, sabitleri ve operatörleri kullanarak farklı işlemler gerçekleştirdim. Farklı veri türleriyle denemeler yaparak değişkenlerin esnekliğini ve operatörlerin nasıl çalıştığını daha iyi kavradım.
Bugün, programlama dilinin temel yapılarını öğrenmek açısından oldukça verimli geçti. Bu bilgiler, daha karmaşık projelerde de kullanabileceğim sağlam bir temel oluşturdu.
HAFTA 3 GÜN 1: Kontrol yapılarını kullanarak programlar geliştirir
Bugün stajda, kontrol yapılarını kullanarak basit programlar geliştirdim. Kontrol yapıları, programların farklı koşullara göre nasıl tepki vereceğini belirlemek için oldukça önemli.
Koşul İfadeleri (if, elif, else):
İlk olarak if
, elif
ve else
ifadeleriyle çalıştım. Bu yapılar, bir koşul sağlandığında belirli bir işlem yapmamızı sağlar. Örneğin, bir sayının pozitif, negatif veya sıfır olduğunu kontrol etmek için şu kodu yazdım:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 | sayi = -5 if sayi > 0: print("Pozitif") elif sayi < 0: print("Negatif") else: print("Sıfır") |
Burada if
koşulu sayının pozitif olup olmadığını, elif
koşulu negatif olup olmadığını kontrol ederken, else
ise sayının sıfır olduğunu belirtiyor.
Döngüler (for, while):
Sonra, for
ve while
döngüleriyle çalıştım. Bu döngüler, belirli bir işlem ya da grup üzerinde tekrarlama yapmamızı sağlıyor.
Örneğin, 1’den 5’e kadar sayıları yazdırmak için bir for
döngüsü kullandım:
1 2 3 4 | for i in range(1, 6): print(i) |
Bir diğer örnek olarak, kullanıcı doğru şifreyi girene kadar dönen bir while
döngüsü oluşturdum:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 | sifre = "tasarim123" girilen_sifre = "" while girilen_sifre != sifre: girilen_sifre = input("Şifreyi girin: ") if girilen_sifre != sifre: print("Yanlış şifre, tekrar deneyin.") |
Mantıksal Operatörler (and, or, not):
Mantıksal operatörler kullanarak daha karmaşık koşullar oluşturmayı da denedim. Örneğin, bir kişinin hem 18 yaşından büyük hem de öğrenci olup olmadığını kontrol ettim:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 | yas = 20 ogrenci = True if yas > 18 and ogrenci: print("Öğrenci ve 18 yaşından büyük") else: print("Koşullar sağlanmadı.") |
Bugün, kontrol yapılarının programların mantığını oluştururken ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Koşullar ve döngüler, programların dinamik ve kullanıcıya tepki veren bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Bu çalışma, mantıksal düşünmeyi ve doğru kontrol yapıları kullanmayı öğretti. Yazdığım programlar, farklı durumlara göre nasıl tepki vereceğini belirlemek için kontrol yapılarını verimli bir şekilde kullanmamı sağladı.
HAFTA 3 GÜN 1: Tekrarlı yapıları kullanarak programlar geliştirir
Bugün stajda, tekrarlı yapıları kullanarak programlar geliştirdim. Tekrarlı yapılar, belirli işlemleri birden fazla kez yapmak gerektiğinde kullanılır ve kodun daha verimli hale gelmesini sağlar.
Döngüler (for, while):
İlk olarak, daha önce öğrendiğimiz for
ve while
döngülerini kullanarak bazı projeler geliştirdim. Bu döngüler sayesinde bir işlemi tekrarlayabilir ve belirli bir koşul sağlandığı sürece işlem yapmaya devam edebilirim.
for Döngüsü:for
döngüsünü kullanarak, bir listenin elemanlarını sırayla yazdırmak için bir program yazdım. Örneğin, bir liste içindeki sayıları toplamak için şu şekilde bir kod yazdım:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 | sayilar = [1, 2, 3, 4, 5] toplam = 0 for sayi in sayilar: toplam += sayi print("Toplam:", toplam) |
Burada, for
döngüsü listenin her bir elemanını tek tek alarak, her seferinde toplam
değişkenine ekliyor.
while Döngüsü:while
döngüsünü kullanarak, kullanıcıdan doğru yanıtı alana kadar tekrar eden bir yapı oluşturdum. Örneğin, kullanıcıdan 10’a kadar olan bir sayıyı tahmin etmesini istedim:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 | tahmin = 0 while tahmin != 10: tahmin = int(input("10'u tahmin et: ")) if tahmin != 10: print("Yanlış, tekrar deneyin.") else: print("Tebrikler! Doğru tahmin.") |
Burada while
döngüsü, kullanıcı doğru sayıyı girene kadar çalışıyor ve her yanlış tahminde tekrar bir giriş yapmasını sağlıyor.
Nested Döngüler (İç İçe Döngüler):
Bunun yanında, iç içe döngüler kullanarak daha karmaşık bir örnek geliştirdim. Örneğin, bir çarpanlar tablosu oluşturmak için şu şekilde iç içe bir döngü kullandım:
1 2 3 4 5 | for i in range(1, 6): for j in range(1, 6): print(f"{i} x {j} = {i * j}") |
Bu örnekte, her dış döngüde bir sayıyı alıp, iç döngüde 1’den 5’e kadar olan sayılarla çarpanlarını yazdırıyorum.
Tekrarlı Yapıların Kullanımı:
Bugün, tekrarlı yapıların programları daha verimli hale getirdiğini ve kodun tekrarını önlediğini fark ettim. Döngüler sayesinde, aynı işlemleri tekrar tekrar yazmak yerine daha kısa ve düzenli bir kod yazmak mümkün.
Bu çalışmalar, programlamada mantıksal akışı daha iyi kurmamı sağladı ve farklı döngü türlerini ne zaman kullanmam gerektiği konusunda deneyim kazandım.
HAFTA 3 GÜN 3: Program dilinde fonksiyonları kullanır
Bugün stajda, program dilinde fonksiyonları kullanarak programlar geliştirdim. Fonksiyonlar, belirli bir işlemi tekrar etmek yerine bir kez yazılıp, gerektiği kadar çağrılarak işlerin daha düzenli ve okunabilir olmasını sağlar.
Fonksiyon Nedir?
Fonksiyon, bir ya da daha fazla işlemi bir araya getiren, tekrar kullanılabilir bir yapıdır. Fonksiyonlar sayesinde, aynı işlemi defalarca yazmak yerine tek bir yerde tanımlayıp ihtiyaç duyduğumuzda çağırabiliriz.
Fonksiyonları şu şekilde tanımladım:
1 2 3 4 | def merhaba_dunya(): print("Merhaba, dünya!") |
Bu fonksiyonu çağırmak için ise sadece ismini yazmam yeterli:
1 2 3 | merhaba_dunya() |
Bu, ekrana “Merhaba, dünya!” yazdıracaktır.
Parametreli Fonksiyonlar:
Fonksiyonlara parametre de ekleyebilirim. Böylece fonksiyon, dışarıdan aldığı verilere göre işlem yapabilir. Örneğin, kullanıcıya ismini sorup, ardından kişiye özel bir mesaj vermek için şu fonksiyonu yazdım:
1 2 3 4 5 6 | def hosgeldin(isim): print(f"Hoş geldin, {isim}!") hosgeldin("Ali") |
Burada isim
parametresi, fonksiyonun dışarıdan aldığı değeri ifade eder. Fonksiyonu çağırırken "Ali"
ismini verdim ve ekranda “Hoş geldin, Ali!” mesajı çıktı.
Fonksiyonlardan Değer Döndürme:
Bir fonksiyon, işlem yaptıktan sonra bir değer döndürebilir. Örneğin, iki sayıyı toplayıp sonucu döndüren bir fonksiyon yazdım:
1 2 3 4 5 6 7 | def toplama(sayi1, sayi2): return sayi1 + sayi2 sonuc = toplama(5, 7) print(sonuc) |
Bu fonksiyon, 5
ve 7
sayılarının toplamını döndürür ve sonucu ekrana yazdırır.
Varsayılan Parametreler:
Fonksiyonlarda varsayılan parametreler de kullanabiliyoruz. Örneğin, eğer parametre verilmezse fonksiyon bir varsayılan değer kullanabilir:
1 2 3 4 5 6 7 | def selamla(isim="Ziyaretçi"): print(f"Merhaba, {isim}!") selamla() selamla("Ahmet") |
İlk çağrıda parametre verilmediği için fonksiyon varsayılan olarak “Ziyaretçi”yi kullanır, ikinci çağrıda ise "Ahmet"
ismi verilmiştir.
Fonksiyonların Kullanımı:
Bugün, fonksiyonları kullanarak programlarımı daha modüler hale getirdim. Fonksiyonlar, programda sıkça kullanılan kod parçalarını bir arada tutarak kodu daha düzenli hale getirdi ve tekrar kullanılabilirliğini sağladı. Ayrıca, fonksiyonlar sayesinde kodun okunabilirliğini artırarak daha verimli bir yazılım geliştirdim.
Fonksiyonlar hakkında daha fazla deneyim kazandıkça, daha karmaşık programlar yazmayı ve fonksiyonları farklı şekillerde kullanmayı daha kolay hale getireceğim.
HAFTA 4 GÜN 1: Metin bilgisini biçimlendirir
Bugün stajda, metin bilgisini biçimlendirme konusunda çalışmalar yaptım. Python’da metin işleme, verileri daha düzenli ve anlaşılır bir şekilde gösterebilmek için önemli bir adımdır.
Metin Biçimlendirme:
Python’da metinleri biçimlendirmek için çeşitli yöntemler kullandım. f-string
kullanarak, bir metni içine değişkenler yerleştirebilirim:
1 2 3 4 5 | isim = "Ali" yas = 25 print(f"Merhaba, benim adım {isim} ve {yas} yaşındayım.") |
Bu yöntemle metne dinamik olarak değişkenler ekleyebiliyorum. Ayrıca, format()
fonksiyonu da bir başka yöntemdir:
1 2 3 | print("Merhaba, benim adım {} ve {} yaşındayım.".format(isim, yas)) |
Metin Uzunluğunu Öğrenme:
Bir metnin uzunluğunu öğrenmek için len()
fonksiyonunu kullandım. Örneğin:
1 2 3 4 | metin = "Python programlama dili" print(len(metin)) |
Bu, metnin karakter sayısını döndürür.
Metin Dönüştürme:
Metni büyük harfe dönüştürmek için upper()
, küçük harfe dönüştürmek için ise lower()
metodlarını kullandım:
1 2 3 4 | print(metin.upper()) print(metin.lower()) |
Ayrıca, metni baştan sona temizlemek için strip()
metodunu da denedim. Bu metot, başındaki ve sonundaki boşlukları temizler.
Arama ve Yer Değiştirme:
Metin içinde belirli bir kelimeyi aramak için find()
fonksiyonunu kullandım. Bulunduğunda, indeks numarasını verir:
1 2 3 4 | index = metin.find("programlama") print(index) |
Ayrıca, metindeki bir kelimeyi başka bir kelimeyle değiştirmek için replace()
fonksiyonunu kullanabiliyorum:
1 2 3 4 | yeni_metin = metin.replace("Python", "Java") print(yeni_metin) |
Sonuç:
Bugün metin biçimlendirme tekniklerini kullanarak metin verilerini daha anlamlı ve düzenli hale getirdim. Bu teknikler, metinlerin işlenmesini ve okunabilirliğini artırarak, programları daha etkili hale getirmemi sağladı.
HAFTA 4 GÜN 2: Try-except bloklarını kullanır
Bugün stajda, hata yönetimi konusunda try-except
bloklarını kullanarak programlar geliştirdim. Bu yapılar, programda oluşabilecek hataları kontrol etmemi ve kullanıcıya uygun mesajlar gösterebilmemi sağladı.
Try-Except Blokları:
Python’da, hata meydana gelebilecek kodu try
bloğu içine yazarım. Eğer hata oluşursa, except
bloğunda belirtilen işlem yapılır. Örneğin, kullanıcıdan sayı girmesini isterken oluşabilecek hatayı şu şekilde kontrol ettim:
1 2 3 4 5 6 7 | try: sayi = int(input("Bir sayı girin: ")) print(f"Girdiğiniz sayı: {sayi}") except ValueError: print("Geçersiz bir sayı girdiniz!") |
Burada, kullanıcı geçerli bir sayı girmezse, ValueError
hatasını yakalayıp uygun bir mesaj gösteriyorum.
Birden Fazla Except Bloğu:
Birden fazla hata türünü kontrol etmek için birden fazla except
bloğu kullanabilirim. Örneğin:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 | try: sayi1 = int(input("Birinci sayıyı girin: ")) sayi2 = int(input("İkinci sayıyı girin: ")) sonuc = sayi1 / sayi2 print(f"Sonuç: {sonuc}") except ValueError: print("Lütfen geçerli bir sayı girin.") except ZeroDivisionError: print("Bir sayıyı sıfıra bölemezsiniz.") |
Bu örnekte, kullanıcı geçersiz bir sayı girerse ValueError
, sıfıra bölme yaparsa ZeroDivisionError
hatası yakalanır.
Else ve Finally Kullanımı:
Hataların yanı sıra, kodun sonunda yapılması gereken işlemleri else
ve finally
bloklarıyla kontrol edebilirim. else
bloğu, hata oluşmazsa çalışır, finally
ise her durumda çalışır:
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 | try: sayi = int(input("Bir sayı girin: ")) print(f"Girdiğiniz sayı: {sayi}") except ValueError: print("Geçersiz bir sayı girdiniz!") else: print("Hata oluşmadı, işlem başarılı!") finally: print("Bu mesaj her durumda gösterilir.") |
Sonuç:
Bugün, try-except
blokları kullanarak hata yönetimi yapmayı öğrendim. Bu bloklar sayesinde, kullanıcı hatalarını daha iyi yönetebilir ve programımın çökmesini engelleyebilirim. Ayrıca, hata mesajlarını kullanıcı dostu bir şekilde sunarak, hataların anlaşılmasını kolaylaştırırım.
HAFTA 4 GÜN 3: Programlama dilinde dosya okuma işlemlerini yapar
Bugün stajda, dosya okuma işlemleriyle ilgili çalıştım. Python’da dosya işlemleri, verileri dosyalardan almak ya da dosyalara yazmak için oldukça kullanışlıdır. Dosya okuma işlemi, dosyada bulunan verileri program içinde kullanmak için gerekli bir adımdır.
Dosya Açma:
İlk olarak, bir dosyayı okuma modunda açmayı öğrendim. Python’da dosya açmak için open()
fonksiyonu kullanılır. Okuma işlemi için "r"
modunu kullanırız. Örnek olarak, dosya.txt
dosyasını okuma modunda açtım:
1 2 3 | dosya = open("dosya.txt", "r") |
Bu komut, belirtilen dosyayı okuma için açar. Dosya açıldığında, dosyanın içeriğine erişebilirim.
Dosya İçeriğini Okuma:
Dosyayı açtıktan sonra, dosyanın içeriğini çeşitli şekillerde okuyabilirim. read()
fonksiyonu ile tüm dosya içeriğini tek seferde alabilirim:
1 2 3 4 5 6 | dosya = open("dosya.txt", "r") icerik = dosya.read() print(icerik) dosya.close() |
Satır Satır Okuma:
Bazen dosyadaki her satırı tek tek işlemek gerekebilir. Bunun için readline()
fonksiyonunu kullanırım. Bu fonksiyon, dosyanın bir sonraki satırını okur:
1 2 3 4 5 6 7 8 | dosya = open("dosya.txt", "r") satir = dosya.readline() while satir: print(satir, end="") satir = dosya.readline() dosya.close() |
Dosyayı Satır Listesi Olarak Okuma:
Bir dosyanın tüm satırlarını bir listeye almak için readlines()
fonksiyonunu kullanabilirim. Bu fonksiyon, dosyadaki her satırı bir liste elemanı olarak döndürüyor:
1 2 3 4 5 6 7 | dosya = open("dosya.txt", "r") satirlar = dosya.readlines() for satir in satirlar: print(satir, end="") dosya.close() |
Dosya Kapama:
Dosya okuma işlemi bittikten sonra, dosyayı kapatmak önemlidir. Bunun için close()
fonksiyonunu kullandım. Bu, dosyanın doğru şekilde kapanmasını sağlar ve bellek sızıntısını engeller.
with ile Dosya İşlemi:with
ifadesi, dosya işlemlerini daha güvenli bir şekilde yapmamı sağlar. Dosya işlemi bittikten sonra dosya otomatik olarak kapanır. Örneğin:
1 2 3 4 5 | with open("dosya.txt", "r") as dosya: icerik = dosya.read() print(icerik) |
Sonuç:
Bugün, dosya okuma işlemleriyle ilgili çeşitli yöntemleri öğrendim ve uyguladım. open()
, read()
, readline()
, readlines()
ve with
kullanarak dosya işlemlerini kolayca gerçekleştirebiliyorum. Dosya okuma işlemleri, programımda dışarıdan veri alırken oldukça faydalı olacaktır.
HAFTA 5 GÜN 1: Bilgi güvenliğine yönelik tehditleri açıklar
Bugün stajda, bilgi güvenliği konusunda farkındalık kazandım ve çeşitli tehditleri inceledim. Bilgi güvenliği, verilerin gizliliğini, bütünlüğünü ve erişilebilirliğini sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Güvenlik tehditleri, kişisel verilerden kurumsal bilgilere kadar her şey için büyük riskler yaratabilir.
Zararlı Yazılımlar (Malware):
Zararlı yazılımlar, bilgisayar sistemlerine zarar vermek amacıyla tasarlanmış yazılımlardır. Virüsler, solucanlar, trojanlar ve ransomware (fidye yazılımı) bu kategoriye girer. Bu yazılımlar, verileri çalmak, sistemleri yavaşlatmak veya tamamen çalışmaz hale getirmek amacıyla kullanılır.
Örnek olarak, ransomware bir bilgisayarın dosyalarını şifreler ve kullanıcıdan şifreyi çözmek için para talep eder. Bu tür yazılımlar, genellikle şüpheli e-posta ekleri veya web siteleri aracılığıyla yayılır.
Phishing (Kimlik Avı):
Phishing, kullanıcıların kişisel bilgilerini almak amacıyla sahte web siteleri veya e-posta mesajları gönderen bir saldırıdır. Bu saldırılarda, genellikle banka veya popüler bir servis sağlayıcısının adı taklit edilir. Kullanıcı, bu sahte sayfalarda oturum açtığında bilgileri saldırganlar tarafından çalınır.
Örneğin, tasarimkodlama.com’dan gibi görünen ancak aslında sahte olan bir siteye giren bir kullanıcı, hesap bilgilerini kaybedebilir.
Denial of Service (DoS) ve Distributed Denial of Service (DDoS):
DoS ve DDoS saldırıları, hedef bir sistemi ya da ağı aşırı miktarda veri ile tıkayarak kullanılmaz hale getirmeyi amaçlar. DoS tek bir kaynaktan yapılırken, DDoS saldırılarında birden fazla cihaz kullanılarak aynı anda saldırı gerçekleştirilir.
Bu tür saldırılar, hedef alınan web sitelerinin ve hizmetlerin erişilebilirliğini engelleyebilir. Birçok büyük web sitesi, DDoS saldırılarına karşı korumalıdır, ancak yine de bu tehditler ciddi bir risk oluşturur.
Veri Sızıntıları (Data Breaches):
Veri sızıntıları, kişisel veya kurumsal verilerin izinsiz bir şekilde açığa çıkmasıdır. Bu tür sızıntılar, güvenlik zafiyetlerinden veya sistem hatalarından kaynaklanabilir. Kişisel bilgilerin çalınması, kimlik hırsızlığını ve dolandırıcılığı tetikleyebilir.
Örneğin, bir veritabanında güvenlik açıkları varsa, hackerlar bu açıkları kullanarak milyonlarca kullanıcı bilgisini ele geçirebilir.
Sosyal Mühendislik (Social Engineering):
Sosyal mühendislik, saldırganların insanların psikolojik zafiyetlerinden yararlanarak bilgi edinmesidir. Bu, doğrudan bir insanı kandırmak yoluyla gizli bilgilere erişmeyi içerir. Telefonla arama, sahte e-posta gönderme ve sosyal medya üzerinden manipülasyon gibi yöntemler kullanılır.
Sosyal mühendislik saldırıları, kurumsal güvenlik sistemlerinin bypass edilmesinde önemli bir tehdit oluşturur.
Şifre Güvenliği ve Zayıf Şifreler:
Zayıf şifreler, bilgi güvenliği için büyük bir tehdit oluşturur. Birçok kullanıcı, kolay tahmin edilebilen şifreler kullanır (örneğin, “12345” veya “password”). Bu tür şifreler, saldırganlar tarafından kolayca kırılabilir. Güçlü şifreler kullanmak, hesapların güvenliğini artırmanın temel yollarından biridir.
Sonuç:
Bugün, bilgi güvenliğine yönelik tehditler hakkında daha fazla bilgi sahibi oldum. Zararlı yazılımlar, kimlik avı saldırıları, DDoS, veri sızıntıları ve sosyal mühendislik gibi tehditler, günümüzde her birey ve kuruluş için büyük bir risktir. Bu tehditlere karşı bilinçli olmak ve güvenlik önlemleri almak, verilerimizin güvende olmasını sağlar.
HAFTA 5 GÜN 2: Sanayi Devrimlerini Açıklar
Bugün stajda, sanayi devrimlerinin tarihsel sürecini ve toplumsal etkilerini inceledim. Sanayi devrimleri, endüstriyel üretim yöntemlerinde büyük değişikliklere yol açarak dünyayı köklü bir şekilde dönüştürmüştür. Bu devrimler, insanların yaşam biçimlerini ve üretim süreçlerini derinden etkilemiştir.
Birinci Sanayi Devrimi (18. yüzyıl sonu – 19. yüzyıl başı):
Birinci Sanayi Devrimi, 18. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de başladı. Bu devrim, el işçiliğinden makineleşmiş üretime geçişi simgeler. Buhar gücünün kullanılması, fabrikaların kurulması ve tekstil sektöründe makinelerin devreye girmesi, bu devrimin temel özelliklerindendir. Bu dönemde, üretimde verimlilik artmış ve ulaşımda demir yolunun yaygınlaşması sağlanmıştır.
Birinci Sanayi Devrimi ile birlikte, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş yaşanmış, köylerden şehirlere göç hızlanmış ve fabrikalar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde James Watt’ın buhar makinesinin geliştirilmesi büyük bir rol oynamıştır.
İkinci Sanayi Devrimi (19. yüzyıl sonları – 20. yüzyıl başları):
İkinci Sanayi Devrimi, elektrik, içten yanmalı motorlar ve kimya sanayisindeki gelişmelerle şekillenmiştir. Bu dönemde, üretim daha da büyük ölçekte yapılmaya başlanmış ve iş bölümüyle birlikte daha yüksek verimlilik sağlanmıştır. Ayrıca, telgraf ve telefon gibi iletişim araçları, küresel ticaretin gelişmesine olanak sağlamıştır.
Henry Ford’un montaj hattı üretim sistemi, seri üretimi mümkün kılarken, bu dönemde otomobil endüstrisi büyük bir ivme kazanmıştır. Elektriğin ve petrokimya ürünlerinin yaygınlaşması, sanayi üretiminin çeşitlenmesine ve hızlanmasına yol açmıştır.
Üçüncü Sanayi Devrimi (20. yüzyıl ortaları):
Üçüncü Sanayi Devrimi, bilgisayarların ve internetin gelişimiyle bağlantılıdır. Bu devrim, dijital teknolojilerin üretim süreçlerine entegre edilmesiyle şekillenmiştir. Elektronik cihazların üretimindeki artış, otomasyonun ön planda olması ve robot teknolojisinin devreye girmesi bu dönemin belirleyici özelliklerindendir.
Bilgisayarlar ve yazılımlar, üretim süreçlerini daha da hızlandırarak, küresel çapta bilgi paylaşımını sağlamıştır. Sanayi 3.0 dönemi, özellikle otomotiv endüstrisi, elektronik üretim ve finans sektörlerinde büyük bir dönüşüm getirmiştir.
Dördüncü Sanayi Devrimi (Günümüz):
Dördüncü Sanayi Devrimi, dijitalleşme, yapay zeka, robot teknolojileri, biyoteknoloji ve nesnelerin interneti (IoT) gibi alanlarda büyük gelişmeleri içerir. Bu devrim, fiziksel, dijital ve biyolojik dünyaların birleşmesiyle yeni bir üretim anlayışı ortaya koymaktadır. Akıllı fabrikalar, 3D baskı ve otonom araçlar gibi teknolojiler, üretimi daha esnek ve verimli hale getirmektedir.
Bu dönemde veri analitiği, makine öğrenmesi ve yapay zeka gibi teknolojiler, sanayi üretim süreçlerini yeniden şekillendirmekte ve yeni iş alanları yaratmaktadır. Dördüncü sanayi devrimi, sadece üretim alanında değil, sağlık, eğitim ve iletişim gibi birçok sektörde de büyük değişimlere yol açmaktadır.
Sonuç:
Sanayi devrimleri, ekonomik ve toplumsal yapıları dönüştüren büyük değişim süreçleridir. Her sanayi devrimi, üretim süreçlerini geliştirerek toplumsal refahı artırmış, ancak aynı zamanda bazı olumsuz etkileri de beraberinde getirmiştir. Teknolojinin hızla gelişmesi, dördüncü sanayi devrimini hızla şekillendiriyor ve gelecekte nasıl bir toplum yapısı olacağı konusunda önemli ipuçları veriyor. Bu dönüşüm süreci, tasarimkodlama.com gibi platformlar üzerinden takip edilebilecek yeni teknolojilerle daha da hızlanmaktadır.
HAFTA 5 GÜN 3: Ar-Ge Projesi Geliştirmeyi Açar
Bugün stajda, Ar-Ge (Araştırma ve Geliştirme) projelerinin nasıl geliştirileceğini öğrendim. Ar-Ge, yeni ürünler, teknolojiler veya süreçler geliştirmek için yapılan sistematik bir çalışmadır. Bir Ar-Ge projesi, genellikle bir problem çözme süreci olup, yeni fikirlerin test edilmesi, prototiplerin geliştirilmesi ve sonuçların değerlendirilmesi aşamalarını içerir.
Ar-Ge Projesi Süreci:
Bir Ar-Ge projesi genellikle şu adımlardan oluşur:
- Problem Tanımlaması:
İlk adım, çözülmesi gereken problemi net bir şekilde tanımlamaktır. Bu aşama, projenin amacını belirlemek için önemlidir. Problem doğru bir şekilde tanımlandıktan sonra, proje hedefleri belirlenir. - Araştırma ve Literatür Taraması:
Ar-Ge projesinde, daha önce yapılmış çalışmaların incelenmesi gereklidir. Bu aşama, mevcut bilgiye dayalı yeni çözümler geliştirebilmek için önemlidir. Tasarimkodlama.com gibi platformlarda, benzer projeler hakkında bilgi edinilebilir. - Yöntem Belirleme:
Ar-Ge sürecinde kullanılacak araştırma yöntemleri belirlenir. Bu aşamada, deneysel yöntemler, analiz teknikleri veya simülasyonlar gibi araçlar seçilebilir. Yöntemlerin belirlenmesi, proje başarısını doğrudan etkiler. - Prototip Geliştirme:
Araştırma ve analizler sonrasında, belirlenen çözümü test etmek için prototipler geliştirilir. Bu prototip, çözümün uygulanabilirliğini ve işlevselliğini değerlendirmek için önemlidir. - Deneme ve Test:
Prototip geliştikten sonra, testler yapılır. Bu testler, tasarımın gerçek dünyadaki koşullara uygunluğunu kontrol etmek için gereklidir. Test sonuçlarına göre, prototip üzerinde değişiklikler yapılabilir. - Sonuçların Değerlendirilmesi ve İyileştirme:
Testler ve denemeler sonucunda elde edilen veriler analiz edilir ve elde edilen sonuçlar değerlendirilir. Eğer çözüm istenilen verimliliği sağlamıyorsa, iyileştirmeler yapılır. - Sonuçların Yayınlanması:
Sonuçlar başarıyla elde edildiyse, proje tamamlanır ve sonuçlar ilgili kişilere veya topluluklara sunulur. Bu aşamada, elde edilen bulgular bir rapor veya sunum şeklinde paylaşılabilir.
Ar-Ge Projesi Örnekleri:
Bir Ar-Ge projesi örneği olarak, yeni bir yazılım geliştirmek veya mevcut bir yazılımın işlevselliğini artırmak olabilir. Örneğin, tasarimkodlama.com üzerinde yeni bir kullanıcı arayüzü geliştirme projesi, Ar-Ge sürecine uygun bir örnek olabilir. Bu tür projelerde, yazılımın kullanıcı dostu olmasını sağlamak için farklı tasarım fikirleri test edilebilir.
Sonuç:
Ar-Ge projeleri, inovasyon ve teknolojik gelişme için çok önemlidir. Bu projeler, yeni ürünlerin veya çözümlerin geliştirilmesine olanak tanır. Bugün, Ar-Ge sürecinin aşamalarını öğrenerek, bir projeyi sistematik bir şekilde nasıl geliştirebileceğimi ve başarılı sonuçlar elde edebileceğimi öğrendim. Tasarimkodlama.com ve diğer kaynaklar üzerinden bu süreçle ilgili daha fazla bilgi edinerek projelerimi geliştirmeye devam edeceğim.
HAFTA 6 GÜN 1: Kullanım kılavuzuna uygun olarak anakartı montaj eder
Bugün stajda, bir bilgisayarın anakart montajını nasıl yapacağımı öğrendim. Anakart, bilgisayarın temel bileşenlerini bir araya getiren önemli bir donanım parçasıdır. Kullanım kılavuzuna uygun olarak anakart montajı, bilgisayarın düzgün çalışması için çok önemlidir.
Anakart Montajı İçin Hazırlık:
Anakart montajına başlamadan önce, doğru araçları ve bileşenleri hazırladım. Gerekli olan araçlar arasında tornavida, vidalar ve statik elektrikten korunmak için antistatik bileklik yer alıyordu. Ayrıca, anakart, işlemci, RAM, güç kaynağı ve diğer gerekli bileşenler de hazır bulundurulmalıdır.
Anakartı Kasaya Yerleştirme:
İlk adım, anakartın kasaya yerleştirilmesiydi. Kasayı açtım ve anakartı montaj için uygun konumda yerleştirdim. Kasada anakart için özel olarak ayrılmış yuvalar vardı. Anakartın alt kısmında bulunan vidalama yerlerine dikkat ederek, anakartı kasaya yerleştirdim.
I/O Paneli Yerleştirme:
Anakartın arkasında yer alan I/O (Input/Output) panelini de kasaya yerleştirdim. Bu panel, bilgisayarın giriş/çıkış portlarının dışarıya çıkmasını sağlar. Paneli doğru şekilde yerleştirip anakartın arkasındaki yuvasına oturttum.
İşlemci ve Soğutma Ünitesini Montajlama:
Anakartı kasaya yerleştirdikten sonra, işlemciyi anakartın işlemci yuvasına yerleştirdim. İşlemcinin yerleştirilmesi çok dikkat edilmesi gereken bir adımdı çünkü işlemcinin bacakları zarar görebilir. İşlemciyi düzgün bir şekilde yerleştirip, üzerine soğutma ünitesini sabitledim.
RAM Modüllerini Takma:
Anakartta yer alan RAM yuvalarına, RAM modüllerini dikkatlice yerleştirdim. Her RAM modülünü doğru yuvasına ve doğru yönde takmak önemliydi. RAM’leri yerleştirirken, her modülün tam oturduğundan emin oldum.
Güç Kaynağını Bağlama:
Anakartın güç ihtiyacını karşılamak için güç kaynağını bağladım. Güç kaynağının kablolarını, anakartın güç soketlerine doğru şekilde yerleştirdim. Ayrıca, sistemin düzgün çalışması için tüm bağlantıların sağlam olduğundan emin oldum.
Diğer Bileşenlerin Montajı:
Anakart montajını tamamladıktan sonra, diğer bileşenleri (grafik kartı, sabit disk, SSD, optik sürücü gibi) kasaya yerleştirdim ve anakart ile bağlantılarını sağladım. Her bileşenin doğru şekilde yerleştirildiğinden ve bağlantılarının düzgün olduğundan emin oldum.
Son Kontroller ve Test:
Montaj işlemi tamamlandıktan sonra, bilgisayarın açılmasını sağladım. Tüm bileşenlerin doğru şekilde bağlandığını ve anakartın düzgün çalıştığını kontrol ettim. Ekranda görüntü alıp almadığımı, fanların düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol ettim.
Sonuç:
Bugün, anakart montajı konusunda önemli bir deneyim kazandım. Kullanım kılavuzuna dikkatlice uyarak, doğru adımlarla montaj yaparak bilgisayarımın düzgün çalışmasını sağladım. Anakart montajı, bilgisayar donanımını anlayarak ve dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken bir işlemdir.
HAFTA 6 GÜN 2: Bileşen uyumluluğuna göre anakarta işlemciyi monte eder
Bugün stajda, anakart ve işlemci uyumluluğuna dikkat ederek işlemci montajı yaptım. Bu işlem, bilgisayarın düzgün çalışması için çok önemli bir adımdır çünkü işlemci, bilgisayarın beyni gibidir ve doğru şekilde yerleştirilmesi gerekir. İşlemci montajı yaparken, anakart ile işlemci arasındaki uyumu sağlamak çok önemlidir.
Adım 1: Anakart ve İşlemci Uyumluluğu Kontrolü
İlk olarak, kullanacağım işlemcinin anakart ile uyumlu olup olmadığını kontrol ettim. İşlemcinin soket türü, anakartın soket türüyle uyumlu olmalıdır. Örneğin, Intel ve AMD işlemcileri farklı soket türlerine sahiptir. Anakartımda kullanılan soket tipi ile işlemcinin soket tipinin uyumlu olduğundan emin oldum. Bu, montajın sorunsuz geçmesi için kritik bir adımdı.
Adım 2: İşlemci Hazırlığı ve Montaj Alanı
İşlemciyi montaj yapmadan önce dikkatli bir şekilde kutusundan çıkardım. İşlemcinin bacaklarını veya pinlerini kesinlikle eğmemek için dikkat ettim. İşlemciyi anakartın işlemci yuvasına yerleştireceğim alana getirdim. Anakartın işlemci yuvası genellikle oldukça hassas olduğundan, bu alanda statik elektrikten korunmaya özen gösterdim.
Adım 3: İşlemciyi Yuvaya Yerleştirme
İşlemciyi, anakartın işlemci soketine dikkatlice yerleştirdim. İşlemcinin soketle uyumlu olması için, işlemcinin üzerindeki işaretler ve yuva üzerindeki pinler, işlemcinin doğru şekilde yerleşmesini sağladı. İşlemciyi hiçbir şekilde zorlamadan, doğal şekilde yerine oturtmaya özen gösterdim.
Adım 4: İşlemci Soket Kapağını Kapatma
İşlemci yerleştirildikten sonra, anakarttaki işlemci soket kapağını kapattım. Bu kapak, işlemcinin yuvasında güvenli bir şekilde sabitlenmesini sağlar. Soket kapağını dikkatlice kapatarak, işlemcinin sağlam bir şekilde yerine oturduğundan emin oldum. Bu adımda, işlemcinin yerinden çıkmaması için kapak tamamen yerleşmelidir.
Adım 5: Termal Macun Uygulama
İşlemciyi anakarta monte ettikten sonra, işlemcinin soğutma ünitesinin iyi bir şekilde çalışabilmesi için termal macun uyguladım. Termal macun, işlemci ile soğutma ünitesi arasındaki ısı iletimi için gereklidir. Macunu çok ince bir tabaka halinde, işlemcinin üzerine sürdüm ve dikkatlice yaydım.
Adım 6: İşlemci Soğutma Ünitesini Takma
Son olarak, işlemcinin üzerine uygun bir soğutma ünitesi yerleştirdim. İşlemci soğutma ünitesinin montajı, işlemcinin ısınmasını engelleyerek stabil bir şekilde çalışmasını sağlar. Soğutma ünitesinin, işlemciye tam olarak oturduğundan ve doğru bir şekilde bağlandığından emin oldum.
Adım 7: Kontrol ve Test Etme
İşlemci montajını tamamladıktan sonra, bilgisayarı açtım ve BIOS üzerinden işlemcinin doğru şekilde tanındığını kontrol ettim. Ayrıca, işlemcinin ısısını izlemek için bazı testler gerçekleştirdim. Tüm bileşenlerin düzgün çalıştığını ve işlemcinin yerinde sağlam bir şekilde oturduğunu doğruladım.
Sonuç:
Bugün, anakart uyumlu bir işlemciyi doğru şekilde monte etmeyi öğrendim. İşlemci montajı, dikkat ve özen gerektiren bir süreçtir. Her bileşenin doğru bir şekilde uyum sağlaması ve montaj sırasında dikkatli olunması, bilgisayarın stabil çalışması için çok önemlidir.
HAFTA 6 GÜN 3: Bellek birimlerini anakart üzerine doğru monte eder
Bugün stajda, bilgisayarın bellek birimlerini (RAM) anakart üzerine doğru şekilde nasıl monte edeceğimi öğrendim. Bellek birimleri, bilgisayarın hızlı veri erişimini sağlamak için kritik bir rol oynar ve montaj sırasında dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta vardır. Doğru şekilde yerleştirilmesi, bilgisayarın stabil çalışmasını ve performansını artırır.
Adım 1: Bellek Birimlerini Hazırlama
İlk adım olarak, kullanacağım bellek birimlerini (RAM) dikkatlice kutusundan çıkardım. RAM modüllerini düzgün bir şekilde tutarak, bacaklarının veya pinlerinin zarar görmemesine özen gösterdim. Ayrıca, RAM modüllerinin anakart ile uyumlu olduğundan emin oldum. Genellikle anakartın hangi yuvalarına hangi tür RAM’lerin takılacağı, kullanım kılavuzunda belirtilir.
Adım 2: Anakart Üzerindeki RAM Yuvalarını Kontrol Etme
Anakartımda, bellek birimleri için özel olarak ayrılmış yuvalar bulunuyordu. Anakartın kullanım kılavuzunda belirtilen RAM yuvalarının yerlerini belirledim. Genellikle, çift kanal destekli bir sistemde RAM’ler, aynı renkteki yuvalara yerleştirilmelidir. Bu, bellek performansını artırır. RAM yuvalarına dikkatlice bakarak, modüllerin hangi sıralamayla yerleştirileceğini öğrendim.
Adım 3: RAM Modüllerini Yerleştirme
RAM modüllerini anakarta yerleştirmeye başladım. RAM modülünü yuvasına dikkatlice yerleştirdim ve RAM modülünün her iki tarafından da çıkan küçük tutamaçları yukarı doğru kaldırdım. Modülü, yuvasının içine düzgün bir şekilde yerleştirirken, herhangi bir zorlamadan kaçındım. RAM modülü yerine oturduğunda, tutamaçlar otomatik olarak yerine oturdu ve RAM modülü sağlam bir şekilde sabitlendi.
Adım 4: RAM Modüllerinin İkinci Kanalına Yerleştirme
Çift kanal desteği için, ikinci RAM modülünü anakartın belirli yuvasına yerleştirdim. Çift kanal, iki RAM modülünün paralel çalışarak veri transfer hızını artırmasını sağlar. İkinci modülün yerleştirilmesinde de, ilk modül ile aynı renk yuvasını tercih ettim. Bu, bellek performansını artıracak bir yerleşimdir.
Adım 5: Yerleştirilen RAM Modüllerini Kontrol Etme
RAM modüllerini yerleştirdikten sonra, her bir modülün doğru şekilde yerleşip yerleşmediğini kontrol ettim. Modüllerin yuvasına tamamen oturduğundan ve tutamaçların düzgün bir şekilde kapandığından emin oldum. RAM’lerin doğru takılmadığı takdirde bilgisayar başlatılmayabilir ya da stabil çalışmayabilir.
Adım 6: Bilgisayarı Test Etme
RAM montajını tamamladıktan sonra, bilgisayarı açtım ve BIOS üzerinden belleğin doğru şekilde tanınıp tanınmadığını kontrol ettim. Ayrıca, işlemci ve bellek birimlerinin uyumlu şekilde çalışıp çalışmadığını görmek için bilgisayarın hızını test ettim. RAM modüllerinin doğru şekilde monte edilip edilmediğini anlamak için sistemin hızını ve performansını gözlemledim.
Sonuç:
Bugün, anakart üzerine bellek birimlerini doğru şekilde monte etmeyi öğrendim. RAM montajı, bilgisayarın performansı için kritik bir adımdır. RAM modüllerini doğru yerleştirerek, çift kanal desteğini sağlayarak ve her modülün düzgün yerleştiğinden emin olarak bilgisayarın stabil çalışmasını sağladım.
HAFTA 7 GÜN 1: Yazıcıların kablo bağlantılarını yapar ve sürücünü yükler
Bugün stajda, yazıcıların doğru şekilde kablo bağlantılarını yapmayı ve sürücüsünü yüklemeyi öğrendim. Yazıcıların düzgün çalışabilmesi için hem donanım hem de yazılım tarafında bazı adımların doğru şekilde yapılması gerekmektedir. Yazıcıyı doğru şekilde bağlamak ve doğru sürücüyü yüklemek, yazıcının bilgisayar ile uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar.
Adım 1: Yazıcının Kablo Bağlantılarını Hazırlama
Yazıcıyı kurmaya başlamadan önce, gerekli olan tüm kabloları (USB veya ağ kablosu) ve güç kablosunu hazırladım. Yazıcıyı yerleştirdiğim alana yakın bir priz ve bilgisayar bulundurarak bağlantıları daha kolay yapabileceğimi düşündüm. Yazıcının hangi tür bağlantıyı desteklediğini kontrol ettim. Çoğu yazıcı, USB kablosu üzerinden bağlantı kurar, ancak bazı yazıcılar ağ kablosu veya Wi-Fi üzerinden de bağlantı kurabiliyor.
Adım 2: Yazıcının Kablolarını Bağlama
Yazıcının arka panelinde yer alan USB girişini ve güç girişini dikkatlice bağladım. Yazıcının bilgisayara bağlanması için USB kablosunu, yazıcının USB portuna ve bilgisayarın USB portuna taktım. Güç kablosunu da yazıcının güç girişine takarak, yazıcının elektrik almasını sağladım. Bağlantıların doğru yapıldığından ve kabloların gevşek olmadığından emin oldum.
Adım 3: Yazıcının Gücünü Açma
Yazıcının tüm bağlantılarını yaptıktan sonra, yazıcının güç butonuna basarak açtım. Yazıcının ekranında herhangi bir hata mesajı olup olmadığını kontrol ettim. Eğer bir hata mesajı görünüyorsa, kabloları tekrar kontrol ederek doğru bağlantıları sağladım. Yazıcının açılması ve hazır hale gelmesi birkaç saniye sürdü.
Adım 4: Yazıcı Sürücüsünü Yükleme
Yazıcıyı bilgisayara bağladıktan sonra, yazıcının doğru bir şekilde çalışabilmesi için sürücüsünü yüklemem gerekti. Yazıcıyı bilgisayara bağladığımda, bilgisayar otomatik olarak gerekli sürücüyü bulmaya çalıştı. Ancak bazı durumlarda, yazıcı üreticisinin web sitesinden manuel olarak sürücüyü indirip yüklemem gerekebilir. Bu durumda, yazıcı markasının modeline uygun sürücüyü tasarimkodlama.com gibi platformlardan indirerek bilgisayarımda kurulum işlemi başlattım.
Adım 5: Sürücünün Kurulumunu Tamamlama
Sürücü dosyasını indirdikten sonra, kurulum sihirbazını başlattım. Sürücü kurulum adımlarını dikkatlice takip ettim. Çoğu yazıcı sürücüsü, kullanıcıyı adım adım yönlendirir, bu yüzden kurulum süreci oldukça basitti. Kurulum işlemi tamamlandığında, yazıcının düzgün çalışıp çalışmadığını test etmek için bir belge yazdırdım. Yazıcının herhangi bir hata vermediğinden ve belgeleri düzgün bir şekilde yazdırabildiğinden emin oldum.
Adım 6: Yazıcıyı Test Etme
Yazıcının düzgün çalışıp çalışmadığını test etmek için yazdırma işlemi gerçekleştirdim. Yazıcının bilgisayar tarafından tanındığından emin olduktan sonra, deneme olarak bir sayfa yazdırdım. Yazıcının doğru şekilde yanıt verdiğini ve çıktının düzgün olduğunu gözlemledim. Eğer herhangi bir hata oluşmuş olsaydı, yazıcının bağlantılarını tekrar gözden geçirip sürücüyü yeniden yüklemeyi planlardım.
Sonuç:
Bugün, yazıcıları doğru şekilde bağlamayı ve sürücülerini yüklemeyi öğrendim. Yazıcı kurulumunda dikkat edilmesi gereken temel unsurlar, doğru kabloların kullanılması ve doğru sürücünün yüklenmesidir. Bu işlemler, yazıcının bilgisayar ile uyumlu bir şekilde çalışabilmesi için kritik öneme sahiptir. Tasarimkodlama.com gibi siteler üzerinden sürücü güncellemeleri ve destek konularında daha fazla bilgi edinerek bu tür işlemleri daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilirim.
HAFTA 7 GÜN 2: Yönergelere uyarak sistemin ilk açılış ayarlarını yapar
Bugün stajda, yeni bir bilgisayar sisteminin ilk açılış ayarlarını yapmayı öğrendim. Bu işlem, bilgisayarın ilk kez açılmasından sonra, sistemin doğru şekilde çalışabilmesi için gerekli temel ayarların yapılmasını içerir. Yeni bir bilgisayar kurulumu veya işletim sistemi yüklemesi sonrası yapılması gereken bu adımlar, kullanıcının bilgisayarını verimli bir şekilde kullanabilmesi için oldukça önemlidir.
Adım 1: Sistem İlk Başlatma
Bilgisayarın güç düğmesine basarak sistemi açtım. Sistem açıldığında, genellikle bir kurulum ekranı belirir. Bu ekranda, dil, ülke, klavye düzeni gibi temel seçenekler sunulur. Kurulum işlemi başlamadan önce, ekranın sağ üst köşesinde, bilgisayarın hangi modelde olduğunu belirten bilgiler yer aldı. Bu adımda doğru dil ve ülke ayarlarını seçtim, çünkü yanlış ayarlarla kurulum yapılırsa, sistemin tüm fonksiyonları düzgün çalışmayabilir.
Adım 2: Kullanıcı Hesabı Oluşturma
Sistemin ilk açılışında, kullanıcı hesabı oluşturma ekranı ile karşılaştım. Burada, bilgisayarı kullanacak kişinin adı, şifre gibi bilgileri girmem gerekti. Şifre belirlerken, güvenlik için güçlü bir şifre oluşturdum ve bu şifreyi unutmamaya özen gösterdim. Kullanıcı hesabı oluşturulduktan sonra, bilgisayarın ana ekranına erişim sağladım.
Adım 3: İnternet Bağlantısı Kurma
Sistem kurulumunun bir sonraki adımında, internet bağlantısını kurmam gerekti. Wi-Fi ağları listesi görüntülendi ve mevcut ağlardan birini seçtim. İnternet bağlantısını sağladıktan sonra, sistem otomatik olarak ağ bağlantısını test etti. Eğer Wi-Fi bağlantısında sorun yaşansaydı, kablolu bağlantıyı tercih edebilirdim. Ancak, burada kullanılan internet ağı hızlı ve güvenilir olduğu için Wi-Fi bağlantısını tercih ettim.
Adım 4: Sistem Güncellemeleri Yapma
İlk açılış ayarlarını yaparken, genellikle bir dizi sistem güncellemesi yapılması gerektiğini fark ettim. İşletim sistemi ve diğer yazılımlar için gerekli olan tüm güncellemeleri yaptım. Bu güncellemeler, sistemin güvenliğini sağlamak ve bilgisayarın en verimli şekilde çalışmasını sağlamak için gereklidir. Güncellemeleri indirip yüklerken, internet bağlantısının stabil olduğundan emin oldum.
Adım 5: Yazılım Kurulumları ve Sürücüler
Bilgisayarın ilk açılış ayarlarını tamamladıktan sonra, yazılım ve sürücü kurulumlarına başladım. Bu aşamada, bilgisayarımın donanım bileşenlerinin düzgün çalışabilmesi için doğru sürücülerinin yüklendiğinden emin oldum. Örneğin, ekran kartı, ses kartı ve ağ kartı gibi donanımlar için gerekli sürücüleri yükledim. Eğer sürücüler otomatik olarak yüklenmezse, üreticinin sitesinden veya tasarimkodlama.com gibi kaynaklardan gerekli sürücüyü indirip manuel olarak yükledim.
Adım 6: Güvenlik Ayarları
Sistemin ilk açılışında güvenlik ayarlarını yapmak da önemli bir adımdı. Burada, antivirüs yazılımı kurulumunu gerçekleştirdim ve güvenlik duvarı ayarlarını kontrol ettim. Ayrıca, Windows Defender gibi yerleşik güvenlik yazılımlarını etkinleştirdim. Bu adımlar, bilgisayarın virüs ve diğer zararlı yazılımlara karşı korunmasını sağlar.
Adım 7: Yedekleme ve Kurtarma Ayarlarını Yapma
Bilgisayarın ilk açılışında, veri kaybını önlemek için yedekleme ayarlarını yapmayı unutmadım. Yedekleme için harici bir depolama cihazı bağladım ve otomatik yedekleme ayarlarını yapılandırdım. Ayrıca, sistem geri yükleme noktası oluşturmak, olası bir sistem hatasında geri dönmeyi sağlar.
Sonuç:
Bugün, yeni bir bilgisayarın ilk açılış ayarlarını yaparak, temel yapılandırmaların nasıl yapılacağına dair önemli bilgiler edindim. Sistem dilinden, güvenlik ayarlarına kadar her şeyin doğru bir şekilde yapılandırılması, bilgisayarın verimli ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu işlemler, kullanıcı deneyimini iyileştirmek için kritik adımlardır. Ayrıca, yazılım ve sürücü yüklemeleri gibi işlemleri doğru şekilde gerçekleştirmek için kaynaklardan (örneğin tasarimkodlama.com gibi platformlardan) faydalandım.
HAFTA 7 GÜN 3: Kapalı kaynak kodlu işletim sistemi kurulumunu yapar
Bugün stajda, kapalı kaynak kodlu bir işletim sisteminin kurulumunu gerçekleştirdim. Kapalı kaynak kodlu işletim sistemleri, genellikle kullanıcıların kodu değiştirmesine izin vermez, ancak bu tür işletim sistemleri genellikle daha kullanıcı dostudur ve belirli yazılımlar için geniş destek sunar. Microsoft Windows gibi popüler kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinin kurulum sürecini inceledim ve adım adım bu süreci başarılı bir şekilde tamamladım.
Adım 1: Kurulum Medyasını Hazırlama
İlk olarak, kapalı kaynak kodlu işletim sisteminin kurulum medyasını hazırladım. Windows işletim sistemi için, Microsoft’un resmi web sitesinden uygun bir sürümü indirip USB sürücüsüne yazdırdım. Kurulum medyasını oluştururken, doğru sürümü seçmeye özen gösterdim, çünkü bazı sürümler belirli donanımlar için uyumlu olmayabilir. Yazılımın orijinal sürümünü kullanarak güvenli bir kurulum sağladım.
Adım 2: BIOS Ayarlarını Yapma
Kurulum için bilgisayarı başlattım ve BIOS ekranına girerek ilk başlatma ayarlarını değiştirdim. BIOS’a girdikten sonra, bilgisayarın USB sürücüsünden başlatılmasını sağlamak için boot sırasını değiştirdim. USB sürücüsünü ilk başlatma cihazı olarak seçtim. Bu işlem, işletim sisteminin kurulumunu başlatmak için gereklidir.
Adım 3: İşletim Sistemi Kurulumunu Başlatma
Bilgisayarı yeniden başlattım ve USB sürücüsünden başlattım. USB sürücüsündeki işletim sistemi kurulum dosyaları yüklendi ve kurulum sihirbazı otomatik olarak açıldı. İşletim sistemi kurulumunun ilk ekranında dil seçimi, saat dilimi ve klavye düzeni gibi temel ayarları seçtim. Bu adım, işletim sisteminin doğru dil ve bölgesel ayarlarla kurulmasını sağlamak için oldukça önemlidir.
Adım 4: Lisans Anlaşmasını Kabul Etme
Kurulum sırasında, işletim sistemi lisans anlaşmasını kabul etmem istendi. Lisans anlaşmasını dikkatlice okudum ve şartları kabul ederek devam ettim. Bu adım, işletim sistemini yasal bir şekilde kullanabilmek için gereklidir. İşletim sistemi kurulumunun tam olarak yapılabilmesi için bu adımı atlamak mümkün değildi.
Adım 5: Bölümleme ve Disk Seçimi
İşletim sistemi kurulumu için bilgisayarın sabit diskini seçmem gerekti. Eğer daha önce sistemde veriler varsa, bu verilerin kaybolmaması için mevcut bölümlerin yedeğini almak önemlidir. Yeni bir kurulum yapıyorsam, sabit diski bölümlendirerek işletim sistemi için uygun bir alan oluşturmayı seçtim. Disk bölümleme işlemi, sabit disk üzerinde farklı alanlar yaratmak için gereklidir.
Adım 6: İşletim Sistemi Kurulumunu Tamamlama
Disk bölümlemesinden sonra, işletim sistemini seçilen alana kurmaya başladım. Kurulum işlemi birkaç dakika sürdü ve bilgisayar, dosyaları yerleştirerek kurulumu tamamladı. Kurulum tamamlandığında, bilgisayar bir kez daha yeniden başlatıldı ve işletim sistemi son ayarları yapmaya başladı.
Adım 7: İlk Açılış ve Kullanıcı Hesabı Oluşturma
Kurulum tamamlandığında, bilgisayar ilk açılışını yaptı ve kullanıcı hesabı oluşturma ekranı belirdi. Kullanıcı adı, parola ve güvenlik soruları gibi bilgileri girdim. Ayrıca, bilgisayarın internete bağlanmasını sağladım. İnternet bağlantısı kurduktan sonra, işletim sistemi üzerinden güncellemeleri kontrol ettim ve gerekli olan tüm güncellemeleri indirip yükledim.
Adım 8: Sürücülerin Yüklenmesi ve Yapılandırma
İşletim sistemi kurulduktan sonra, bilgisayarın donanım bileşenlerinin doğru çalışabilmesi için gerekli sürücüler yüklendi. Ekran kartı, ses kartı, ağ kartı gibi donanımların sürücülerini yükledim. Çoğu zaman, işletim sistemi bu sürücüleri otomatik olarak algılar ve yükler, ancak bazı durumlarda manuel olarak yükleme yapmak gerekebilir. Yazıcı, fare ve klavye gibi ek cihazların da düzgün çalıştığından emin oldum.
Adım 9: Yazılım Kurulumları ve Sistem Ayarları
Son olarak, ihtiyaç duyduğum yazılımları kurmaya başladım. İnternete bağlanarak tarayıcıları, ofis yazılımlarını ve diğer gerekli uygulamaları indirdim. Yazılımlar kurulduktan sonra, işletim sistemi ayarlarını, güvenlik duvarı, güncellemeler ve sistem geri yükleme gibi seçenekleri yapılandırdım. Bilgisayarım artık kullanıma hazırdı.
Sonuç:
Bugün, kapalı kaynak kodlu bir işletim sisteminin kurulumunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdim. Bu süreç, işletim sisteminin doğru bir şekilde kurulması ve yapılandırılması için oldukça önemli adımlar içeriyor. Kurulum süreci sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar, doğru sürücüler ve yazılımlar ile sistemin düzgün çalışmasını sağlamak.
HAFTA 8 GÜN 1: Açık kaynak kodlu işletim sistemi kurulumunu yapar
Bugün stajda, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminin kurulumunu gerçekleştirdim. Açık kaynak kodlu işletim sistemleri, genellikle ücretsizdir ve kullanıcılara sistem üzerinde daha fazla kontrol imkanı sunar. En popüler açık kaynak kodlu işletim sistemlerinden biri olan Linux dağıtımlarından birini kurarak, kurulum sürecinde öğrendiğim adımları takip ettim.
Adım 1: Kurulum Medyasını Hazırlama
İlk olarak, açık kaynak kodlu işletim sisteminin kurulum medyasını hazırladım. Ubuntu gibi popüler bir Linux dağıtımını tercih ettim. Ubuntu’nun resmi web sitesinden uygun sürümü indirdim ve kurulum için bir USB sürücüsüne yazdırdım. Yazma işlemi için “Rufus” gibi araçları kullandım, çünkü bu araçlar, USB sürücüsünü başlatılabilir hale getirme konusunda oldukça verimli.
Adım 2: BIOS Ayarlarını Yapma
Kurulum için bilgisayarı yeniden başlattım ve BIOS ekranına girdim. BIOS’a girerek, bilgisayarın USB sürücüsünden başlatılmasını sağladım. Boot sırasını değiştirdim ve USB sürücüsünü ilk başlatma aygıtı olarak seçtim. Bu, açık kaynak kodlu işletim sisteminin kurulum dosyalarına ulaşabilmek için gerekli bir adımdı.
Adım 3: İşletim Sistemi Kurulumunu Başlatma
USB sürücüsünü takıp bilgisayarı yeniden başlattım. Bu işlemden sonra, sistem doğrudan açık kaynak kodlu işletim sisteminin kurulum ekranına geçti. Kurulum sihirbazı dil, saat dilimi ve klavye düzeni gibi temel seçenekleri sunarak devam etmemi sağladı. Bu adımlar, işletim sisteminin doğru bir şekilde kurulabilmesi için önemliydi.
Adım 4: Disk Bölümleme ve Kurulum Alanı Seçimi
Kurulum ekranında, sabit disk bölümleme işlemi yapılması istendi. Bu noktada, mevcut verilerin kaybolmaması için önceki verileri yedekledim. Ardından, Linux işletim sistemi için uygun bir alan ayırdım. Bu işlemde, diski biçimlendirerek bir bölüm oluşturduğumda, kurulum için gerekli olan alan sağlanmış oldu. Ayrıca, Linux için gereken swap alanını da ayarladım.
Adım 5: İşletim Sistemi Kurulumunu Tamamlama
Kurulum işlemi başladığında, işletim sistemi gerekli dosyaları USB sürücüsünden alarak sabit diske kopyalamaya başladı. Bu işlem bir süre sürdü, ancak işlem bitene kadar bilgisayarın açık kalmasını sağladım. İşletim sistemi kurulumu tamamlandığında, bilgisayar yeniden başlatıldı ve sistem, son ayarları yapmak için gerekli adımları izlemeye başladı.
Adım 6: Kullanıcı Hesabı Oluşturma
İşletim sistemi kurulumunun ardından, kullanıcı adı ve şifre gibi bilgileri girmem istendi. Kullanıcı hesabı oluşturduktan sonra, sistemin ana ekranına giriş yaptım. Açık kaynaklı işletim sistemlerinde, yönetici (root) erişimi ve kullanıcı erişimi arasında net bir fark bulunur. Bu yüzden, normal kullanıcı hesabımı oluşturduktan sonra, gerektiğinde yönetici (root) şifresini de belirledim.
Adım 7: Sürücülerin Yüklenmesi
Açık kaynak kodlu işletim sisteminin kurulumu sonrası, bazı donanım bileşenlerinin düzgün çalışabilmesi için sürücülerinin yüklenmesi gerekti. Çoğu zaman, Linux gibi açık kaynak sistemler, donanımları otomatik olarak tanıyıp sürücüleri yükler. Ancak bazı durumlarda, özel donanımlar için manuel yükleme gerekebilir. İhtiyaç duyduğum yazıcı, ekran kartı ve ağ kartı gibi sürücüler için tasarimkodlama.com gibi platformlardan faydalandım.
Adım 8: Sistem Güncellemelerini Yapma
İşletim sistemi kurulduktan sonra, sistem güncellemelerini kontrol ettim ve gerekli olan güncellemeleri indirip yükledim. Linux gibi açık kaynak işletim sistemlerinde, genellikle paket yöneticisi aracılığıyla sistemin tüm yazılım ve güvenlik güncellemeleri kolayca yapılabilir. Ubuntu gibi dağıtımlar, bu işlemi otomatik olarak önerir ve kullanıcının güncellemeleri yüklemesine yardımcı olur.
Adım 9: Yazılım Kurulumları
Kurulumdan sonra, ihtiyacım olan yazılımları yüklemeye başladım. Genellikle, açık kaynak yazılımlarını ve ofis uygulamalarını Linux işletim sistemi üzerinden kolayca yüklemek mümkündür. Örneğin, LibreOffice gibi açık kaynak ofis yazılımlarını yükledim ve temel yazılım gereksinimlerimi karşıladım. Ayrıca, internet tarayıcıları, medya oynatıcıları ve diğer popüler yazılımları da kurdum.
Adım 10: Sistem Ayarlarını Yapılandırma
Son adımda, işletim sisteminin genel yapılandırmalarını yaptım. Masaüstü ortamını özelleştirdim, sistemdeki dil ayarlarını ve ekran çözünürlüğünü doğru şekilde yapılandırdım. Ayrıca, güvenlik duvarı ve yedekleme ayarlarını düzenledim. Linux üzerinde genellikle otomatik yedekleme sistemleri bulunur ve bu tür ayarları kullanarak verilerimin güvende olmasını sağladım.
Sonuç:
Bugün, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminin kurulumunu gerçekleştirdim. Açık kaynaklı işletim sistemleri, kullanıcıya daha fazla kontrol sunarak özelleştirme ve güvenlik açısından geniş olanaklar sağlar. Bu süreç, donanım sürücülerinden, yazılım kurulumlarına kadar birçok önemli adımı içerir.
HAFTA 8 GÜN 2: Kapalı kaynak kodlu işletim sisteminde sürücülerin kurulumunu yapar
Bugün stajda, kapalı kaynak kodlu bir işletim sisteminde sürücü kurulumunu gerçekleştirdim. Sürücülerin doğru bir şekilde yüklenmesi, işletim sisteminin donanım bileşenleriyle düzgün bir şekilde iletişim kurabilmesi için oldukça önemlidir. Bu süreçte, Microsoft Windows gibi yaygın olarak kullanılan kapalı kaynak kodlu işletim sisteminde sürücü kurulumunu adım adım gerçekleştirdim.
Adım 1: İşletim Sistemi ve Donanım Tanıma
İlk olarak, işletim sisteminin kurulu olduğu bilgisayarı açtım ve aygıt yöneticisine göz attım. Windows, çoğu donanımı kurulum sırasında otomatik olarak tanır ve gerekli sürücüleri yükler. Ancak bazı özel donanımlar, örneğin ekran kartı, ses kartı veya ağ kartı gibi bileşenler, manuel sürücü yüklemesi gerektirebilir. Bu yüzden donanımın doğru şekilde tanındığından emin oldum.
Adım 2: Sürücü Kaynağını Belirleme
Sürücüleri yüklemek için, donanım bileşenlerinin üreticisi tarafından sağlanan en güncel sürücülere ihtiyaç vardır. İnternette, donanım üreticilerinin resmi web sitelerinden veya güvenilir yazılım kaynaklarından (örneğin tasarimkodlama.com) uygun sürücüleri indirdim. Donanım bileşenlerinin model numaralarını belirleyerek doğru sürücüyü seçmeye özen gösterdim.
Adım 3: Otomatik Sürücü Yükleme
Windows işletim sistemi, çoğu zaman sürücüleri otomatik olarak tanıyıp yükler. Ancak, bazı durumlarda sürücüler eksik veya yanlış yüklenmiş olabilir. Bu durumda, Windows’un “Aygıt Yöneticisi” üzerinden eksik veya hatalı sürücüler için güncellemeleri aradım. Windows, çoğu zaman sürücüleri internet üzerinden bulup yükleyebilir. Bu adımı takip ederek eksik sürücülerin yüklenmesini sağladım.
Adım 4: Manuel Sürücü Yüklemesi
Eğer Windows, sürücüyü otomatik olarak bulamadıysa, sürücüyü manuel olarak yükledim. Donanımın üreticisinin web sitesinden indirdiğim sürücü dosyasını açarak, “Aygıt Yöneticisi” üzerinden ilgili donanım bileşenini sağ tıklayıp “Sürücü Yazılımını Güncelleştir” seçeneğini kullandım. Ardından, “Bilgisayarımdan Sürücü Yazılımı Seç” diyerek, indirdiğim sürücüyü belirttim ve yüklemeyi tamamladım.
Adım 5: Sürücü Kurulumunu Tamamlama
Manuel olarak yüklediğim sürücüler için, genellikle bir kurulum sihirbazı vardı. Bu sihirbazı takip ederek sürücülerin doğru bir şekilde yüklenmesini sağladım. Sürücü yükleme işlemi tamamlandığında, işletim sistemi bilgisayarımı yeniden başlatmamı önerdi. Yeniden başlattıktan sonra, tüm sürücülerin düzgün bir şekilde yüklendiğinden emin olmak için “Aygıt Yöneticisi”ni kontrol ettim. Her şeyin doğru şekilde kurulduğunu gördüm.
Adım 6: Yazılım Güncellemelerini Yapma
Donanım sürücüleri yüklendikten sonra, işletim sisteminin ve yüklü yazılımların güncel olup olmadığını kontrol ettim. Windows, aygıt sürücülerini ve yazılım güncellemelerini düzenli olarak kontrol eder ve kullanıcıya önerilerde bulunur. Bu güncellemeleri yükleyerek, sistemin güvenliğini ve stabilitesini artırdım.
Adım 7: Performans Testi Yapma
Sürücülerin doğru şekilde yüklendiğinden emin olduktan sonra, donanım bileşenlerinin düzgün çalışıp çalışmadığını test ettim. Ekran kartı için grafik testleri yaptım, ses kartı için sesli içerikleri oynattım ve ağ kartı için internet bağlantısını test ettim. Herhangi bir donanımın doğru çalışmadığını fark etmedim, bu da sürücülerin düzgün bir şekilde yüklendiğini gösteriyor.
Sonuç:
Bugün, kapalı kaynak kodlu işletim sisteminde sürücülerin kurulumunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdim. Sürücülerin doğru yüklenmesi, işletim sisteminin tüm donanım bileşenleriyle uyumlu bir şekilde çalışabilmesi için oldukça önemlidir. Bu süreci takip ederek, herhangi bir donanımın düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol ettim ve gerekli güncellemeleri yaparak sistemi stabilize ettim. Tasarimkodlama.com gibi kaynaklar üzerinden doğru sürücüleri bulmak, bu tür kurulumları daha kolay hale getirdi.
HAFTA 8 GÜN 3: Açık kaynak kodlu işletim sisteminde sürücülerin ve yardımcı yazılımların kurulumunu yapar
Bugün stajda, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminde sürücülerin ve yardımcı yazılımların kurulumunu gerçekleştirdim. Açık kaynak kodlu işletim sistemleri, genellikle kullanıcı dostu araçlar ve yazılımlar sunarak, donanımın verimli bir şekilde çalışmasını sağlar. Linux gibi açık kaynaklı sistemlerde, sürücülerin yanı sıra ek yazılımların yüklenmesi de önemli bir adımdır.
Adım 1: İşletim Sistemi Tanıma ve Gereksinimleri Belirleme
İlk olarak, Linux dağıtımımın (örneğin Ubuntu) kurulu olduğu bilgisayarda “Aygıt Yöneticisi”ne göz attım. Açık kaynak işletim sistemlerinde, çoğu donanım bileşeni otomatik olarak tanınır. Ancak bazı özel donanımlar, örneğin yazıcılar, video kartları veya ses kartları gibi bileşenler, manuel müdahale gerektirebilir. Bu yüzden, hangi donanımların doğru şekilde tanınmadığını ve eksik sürücüler olup olmadığını kontrol ettim.
Adım 2: Sürücü Kaynağını Belirleme ve Yükleme
Linux işletim sistemlerinde sürücülerin yüklenmesi genellikle oldukça basittir. Ubuntu gibi dağıtımlar, çoğu sürücüyü otomatik olarak yükler. Ancak, özel donanımlar için sürücüleri manuel olarak yüklemem gerekebileceğinden, donanım bileşenlerinin üreticilerinin resmi web sitelerinden doğru sürücülerimi indirip yükledim. Ayrıca, apt
gibi paket yöneticileriyle gerekli sürücüler doğrudan sistem depolarından kurulabiliyor. Donanımın doğru bir şekilde çalışabilmesi için bu adımları takip ettim.
Adım 3: Yardımcı Yazılımların Kurulumunu Yapma
Sadece sürücüler değil, aynı zamanda çeşitli yardımcı yazılımlar da sistemde çalışabilirliği artırır. Örneğin, tarayıcılar, medya oynatıcıları, ofis yazılımları gibi günlük kullanımda ihtiyaç duyduğum programları kurdum. Linux işletim sistemlerinde yazılım yüklemek genellikle çok kolaydır. Yazılım depoları üzerinden, terminal veya grafiksel araçlarla kurulum yapabilirim. Örneğin, LibreOffice, GIMP ve VLC gibi açık kaynaklı yazılımları hızlıca yükledim.
Adım 4: Yazılımlar için Paket Yöneticisini Kullanma
Ubuntu gibi dağıtımlarda, paket yöneticisi kullanmak yazılımları yönetmek için oldukça etkilidir. Terminal üzerinden sudo apt-get install [paket adı]
komutuyla birçok yazılımı yükledim. Bu yöntem, özellikle açık kaynak yazılımlarının ve güncellemelerinin kurulumunu çok daha hızlı hale getirdi. Ayrıca, yazılımın bağımlılıklarını da otomatik olarak çözerek, düzgün bir şekilde kurulmasını sağladı.
Adım 5: Yazılım Güncellemelerini Yapma
Yazılımlar kurulduktan sonra, güncellemeleri kontrol ettim. Linux dağıtımlarında genellikle yazılım güncellemeleri ve güvenlik yamanmaları düzenli olarak gelir. sudo apt-get update
ve sudo apt-get upgrade
komutları ile sistemin ve yazılımların güncel olup olmadığını kontrol ettim ve gerekli güncellemeleri yükledim. Bu işlem, sistemin güvenliğini sağlamaya yardımcı olur.
Adım 6: Sistem Donanımını Test Etme
Tüm sürücüler ve yazılımlar yüklendikten sonra, donanım bileşenlerini test ettim. Yazıcı, ekran kartı ve ağ bağlantısı gibi donanımların düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol ettim. Eğer bir donanım doğru çalışmıyorsa, ilgili sürücüyü tekrar yükleyerek veya farklı bir sürümünü deneyerek sorunu çözmeye çalıştım.
Adım 7: Performans ve Stabilite Kontrolü
Sistemin stabil çalıştığından emin olduktan sonra, sistemin performansını test ettim. Donanımların doğru çalışıp çalışmadığını, özellikle işlemci ve bellek kullanımıyla ilgili olarak gözlemledim. Gereksiz sistem işlemlerini sonlandırarak, daha hızlı bir sistem deneyimi elde etmeye çalıştım.
Adım 8: Yardımcı Yazılımlar ve Güvenlik Araçları
Son olarak, güvenlik yazılımlarını ve diğer yardımcı araçları kurdum. Linux işletim sistemlerinde güvenlik için genellikle ufw
(Uncomplicated Firewall) gibi basit güvenlik duvarı araçları kullanılır. Ayrıca, sistemin güvenliğini sağlamak için antivirüs yazılımlarını ve yedekleme araçlarını yükledim.
Sonuç:
Bugün, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminde sürücülerin ve yardımcı yazılımların kurulumunu başarıyla tamamladım. Linux gibi işletim sistemlerinde, sürücüler ve yazılımlar genellikle sistemin depolarından ya da manuel olarak indirilen paketlerle kurulur. Donanım ve yazılım uyumluluğunu sağladıktan sonra, sistemin güvenliğini ve performansını test ettim.
HAFTA 9 GÜN 1: Kapalı kaynak kodlu işletim sisteminde güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sisteminin korunmasını sağlar
Bugün stajda, kapalı kaynak kodlu bir işletim sisteminde (örneğin Windows) güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sisteminin korunmasını sağladım. Güvenlik, işletim sistemlerinin temel unsurlarından biridir ve hem donanım hem de yazılım seviyesinde korunması gerekir. Sistem güvenliği, zararlı yazılımlar, virüsler, kötü amaçlı yazılımlar ve dış tehditlere karşı korunmayı sağlar. Bu hafta, bu tür tehditlere karşı Windows işletim sisteminde kullanılan güvenlik yazılımlarının nasıl çalıştığını ve bu yazılımları nasıl yapılandırdığımı detaylı bir şekilde inceledim.
Adım 1: Antivirüs Yazılımı Kurulumu
İlk olarak, bilgisayarımda antivirüs yazılımı yükledim. Windows işletim sistemlerinde genellikle Windows Defender önceden yüklü olarak gelir ve çoğu temel güvenlik özelliğini sağlar. Ancak, ek bir güvenlik önlemi olarak, ücretsiz veya ücretli bir antivirüs yazılımı yüklemeyi tercih ettim. Bu yazılımlar, bilgisayarımı zararlı yazılımlara karşı korur ve şüpheli dosyaları tarar. En yaygın kullanılan antivirüs yazılımlarından bazıları Norton, Bitdefender ve Kaspersky’dir. Kurulum sırasında, antivirüsün güncel olduğundan ve gerçek zamanlı koruma sağladığından emin oldum.
Adım 2: Güvenlik Duvarı (Firewall) Kullanımı
Windows işletim sistemi, gelen ve giden ağ trafiğini denetleyen yerleşik bir güvenlik duvarına sahiptir. Bu güvenlik duvarı, sistemin internet bağlantısını izler ve dışarıdan gelen kötü amaçlı yazılımlara karşı koruma sağlar. Güvenlik duvarını aktif hale getirdim ve internet üzerinden gelen istenmeyen bağlantıları engellemeyi sağladım. Ayrıca, bazı yazılımlar için özel kurallar oluşturarak, belirli programların internet erişimini sınırladım.
Adım 3: Windows Defender’ı Yapılandırma
Windows Defender, Windows işletim sisteminin yerleşik antivirüs ve güvenlik yazılımıdır. Defender’ı yapılandırarak, dosya taramaları, gerçek zamanlı koruma ve saldırılara karşı uyarı sistemini etkinleştirdim. Ayrıca, sistemdeki tüm güncellemelerin düzenli olarak kontrol edilmesini sağladım. Windows Defender, yazılım güvenlik açıklarını tespit ederek, bu açıkların kötüye kullanılmasını engellemeye yardımcı olur.
Adım 4: Sistem Güncellemelerini Kontrol Etme
Güvenlik yazılımlarının etkin olabilmesi için, işletim sisteminin ve tüm yüklü yazılımların güncel olması önemlidir. Windows Update aracılığıyla, işletim sistemi için en son güvenlik yamalarını yükledim. Aynı zamanda, güvenlik yazılımımın güncel sürümünü yükleyerek, en son zararlı yazılımlara karşı koruma sağladım. Düzenli olarak güncellemeleri denetlemek, bilgisayarın güvenliğini sağlamak için oldukça önemlidir.
Adım 5: Şifreleme ve Veri Koruma
Bilgisayarımda hassas veriler bulundurduğum için, verilerimi korumak amacıyla şifreleme tekniklerine başvurdum. Windows işletim sistemi, dosya ve disk şifreleme için BitLocker adlı aracı sunar. BitLocker’ı etkinleştirerek, sabit diskimdeki tüm verilerin şifrelenmesini sağladım. Bu sayede, bilgisayarım çalındığında veya yetkisiz bir kişi tarafından erişildiğinde, verilerim korunmuş olur.
Adım 6: Kötü Amaçlı Yazılımlardan Korunma
Güvenlik yazılımlarımın yanı sıra, kötü amaçlı yazılımlara karşı ek tedbirler aldım. Windows işletim sistemlerinde, Windows Defender dışında ek yazılımlar kullanarak kötü amaçlı yazılımlara karşı taramalar gerçekleştirdim. Malwarebytes gibi araçlar, sistemdeki zararlı yazılımları temizlemek için oldukça etkilidir. Bu yazılımları kurarak, bilgisayarımın kötü amaçlı yazılımlar tarafından enfekte olmasını engelledim.
Adım 7: Güvenli İnternet Kullanımı
Güvenlik yazılımlarını kullanmanın yanı sıra, internet üzerinde daha güvenli bir şekilde gezinmek için bazı iyi alışkanlıklar kazandım. Şüpheli e-posta eklerini açmamaya özen gösterdim, bilinmeyen sitelere girmemeye çalıştım ve şifrelerimi güçlü tutarak, kişisel bilgilerimi korudum. Ayrıca, internet üzerinden yapılan işlemlerde iki faktörlü doğrulama gibi ek güvenlik önlemleri kullandım.
Sonuç:
Bugün, kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinde güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sisteminin korunmasını sağladım. Antivirüs yazılımları, güvenlik duvarları ve sistem güncellemeleri gibi araçlarla bilgisayarımı zararlı yazılımlara karşı korudum. Ayrıca, şifreleme ve kötü amaçlı yazılımlara karşı önlemler alarak, verilerimi güvende tuttum. Güvenlik yazılımlarının etkin bir şekilde kullanılması, işletim sisteminin korunmasında kritik bir rol oynar.
HAFTA 9 GÜN 2: Açık kaynak kodlu işletim sisteminde güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sisteminin korunmasını sağlar
Bugün stajda, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminde (örneğin Linux) güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sisteminin korunmasını sağladım. Açık kaynak kodlu işletim sistemleri, genellikle güvenlik önlemleri için zengin araçlar ve yazılımlar sunar. Ancak, sistemin korunması için doğru yapılandırmalar ve güvenlik yazılımlarının etkin kullanımı oldukça önemlidir. Bu hafta, Linux işletim sisteminde güvenlik yazılımlarını kullanarak zararlı yazılımlara karşı nasıl koruma sağladığımı ve sistem güvenliğini nasıl artırdığımı detaylı bir şekilde inceledim.
Adım 1: Antivirüs Yazılımı Kurulumu
Linux işletim sistemleri genellikle Windows kadar virüslerden etkilenmese de, yine de kötü amaçlı yazılımlara karşı korunması gerekir. İlk olarak, Linux için uygun bir antivirüs yazılımı kurdum. ClamAV, Linux için popüler açık kaynaklı bir antivirüs yazılımıdır. Bu yazılım, sistemimdeki şüpheli dosyaları tarayarak zararlı yazılımları tespit eder. ClamAV’yi kurarak, antivirüs taramaları gerçekleştirmeye başladım. Ayrıca, yazılımın güncel veritabanlarıyla çalıştığından emin oldum.
Adım 2: Güvenlik Duvarı (Firewall) Kullanımı
Linux işletim sistemlerinde de güvenlik duvarı kullanmak çok önemlidir. ufw
(Uncomplicated Firewall), Linux üzerinde yaygın olarak kullanılan basit bir güvenlik duvarı aracıdır. Bu aracı kullanarak, gelen ve giden ağ trafiğini kontrol ettim. Gereksiz bağlantıları engelledim ve sadece güvenilir kaynaklardan gelen ağ trafiğine izin verdim. Ayrıca, bazı servislerin internet erişimini sınırlayarak, dış tehditlere karşı ekstra koruma sağladım.
Adım 3: SELinux (Security-Enhanced Linux) Kullanımı
Linux işletim sistemlerinde, SELinux (Security-Enhanced Linux) gibi güvenlik özellikleri de bulunmaktadır. SELinux, sistemdeki uygulamaların birbirleriyle ve donanımla etkileşimlerini denetleyerek, potansiyel güvenlik açıklarını kapatmaya yardımcı olur. SELinux’u etkinleştirerek, sistemin güvenlik düzeyini daha da artırdım ve herhangi bir uygulamanın izinsiz erişim sağlamasını engelledim.
Adım 4: Güncellemeleri Yapılandırma
Linux’ta sistemin güvenliği için güncellemeler oldukça önemlidir. Sistemimdeki tüm yazılımların en son sürümde olduğundan emin olmak için apt-get
gibi paket yöneticileri ile düzenli olarak güncelleme yapıyorum. Özellikle güvenlik yama güncellemeleri, sistemin zararlı yazılımlar ve güvenlik açıklarına karşı korunmasında kritik bir rol oynar. Sistemimin otomatik güncelleme alacak şekilde yapılandırılmasını sağladım.
Adım 5: Şifreleme ve Veri Koruma
Verilerimi korumak için Linux’ta şifreleme tekniklerini kullandım. LUKS
(Linux Unified Key Setup) aracını kullanarak, sabit diskimi şifreledim. Bu sayede, bilgisayarım çalındığında ya da yetkisiz erişim sağlandığında, verilerim güvenli kaldı. Ayrıca, verilerimi korumak için gpg
(GNU Privacy Guard) gibi araçlarla dosya düzeyinde şifreleme yaptım.
Adım 6: Kötü Amaçlı Yazılımlara Karşı Ek Araçlar
Linux işletim sistemlerinde kötü amaçlı yazılımlara karşı farklı araçlar kullanılabilir. Örneğin, rkhunter
aracı, rootkit’leri tespit etmek için kullanılır. Bu tür yazılımları kurarak, sistemdeki olası zararlı yazılımları tespit ettim ve temizledim. Ayrıca, Linux sistemlerinde izinsiz erişimleri tespit etmek için fail2ban
gibi araçlar kullanılır. Bu araç, başarısız giriş denemeleri sonrası otomatik olarak IP adreslerini engeller ve brute-force saldırılarını önler.
Adım 7: Güvenli İnternet Kullanımı ve Yönetim
Açık kaynak kodlu işletim sistemlerinde, güvenli internet kullanımı da kritik bir önem taşır. SSH bağlantılarında, güçlü şifreler yerine anahtar tabanlı doğrulama kullandım. Ayrıca, uzaktan erişim sağlayan servislerin sadece güvenli IP adreslerinden yapılmasına izin verdim. Ayrıca, web tarayıcımda ve e-posta hesaplarımda iki faktörlü doğrulama gibi ek güvenlik önlemleri etkinleştirildi.
Sonuç:
Bugün, açık kaynak kodlu bir işletim sisteminde güvenlik yazılımlarını kullanarak işletim sistemini zararlı yazılımlara karşı korudum. Antivirüs yazılımları, güvenlik duvarları, SELinux gibi gelişmiş güvenlik araçları kullanarak, sistemimin güvenliğini artırdım. Ayrıca, şifreleme teknikleri, sistem güncellemeleri ve kötü amaçlı yazılımlara karşı önlemler alarak, bilgisayarımı dış tehditlere karşı güvence altına aldım. Bu işlemleri yaparken edindiğim bilgiler, özellikle Tasarimkodlama.com gibi platformlarda yer alan kaynaklardan faydalandım. Bu süreç, Linux işletim sisteminde güvenlik uygulamaları konusunda önemli bir deneyim kazanmama olanak sağladı.
HAFTA 9 GÜN 3: Açık ve kapalı kodlu işletim sistemlerinde web tarayıcılarını kullanır
Bugün stajda, açık ve kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinde web tarayıcılarını kullanmayı öğrendim. Web tarayıcıları, internet üzerindeki içeriklere erişim sağlamak için kullanılan en temel araçlardır. Hem açık kaynak kodlu işletim sistemlerinde (Linux gibi) hem de kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinde (Windows gibi) farklı web tarayıcıları mevcuttur ve her birinin kendine özgü özellikleri vardır. Bu hafta, her iki sistemde de popüler web tarayıcılarını kullanarak internet üzerinde gezinmenin nasıl sağlandığını inceledim.
Adım 1: Kapalı Kaynak Kodlu İşletim Sistemi (Windows) Tarayıcıları Kullanmak
Windows işletim sisteminde, Microsoft Edge ve Google Chrome gibi popüler web tarayıcılarını kullanarak internet üzerinde gezindim. Microsoft Edge, Windows’un varsayılan tarayıcısıdır ve genellikle iyi bir entegrasyon ve hızlı performans sunar. Google Chrome ise çoğu kişi tarafından tercih edilen bir tarayıcıdır ve geniş bir eklenti ekosistemine sahiptir. Bu tarayıcıları kurarak, temel internet gezinme işlemlerini gerçekleştirdim.
Adım 2: Tarayıcı Özellikleri ve Güvenlik Ayarları
Tarayıcıların güvenliği, internet üzerinde gezinirken kişisel bilgilerin korunması açısından çok önemlidir. Google Chrome ve Microsoft Edge’de, güvenli internet kullanımı için bazı ayarlar yaparak, şüpheli sitelerden gelen tehditleri engelledim. Ayrıca, her iki tarayıcıda da çerezler, şifreler ve geçmiş gibi kişisel verilerin yönetilmesi için ilgili ayarları yapılandırdım. Özellikle, şüpheli eklentileri ve pop-up reklamlarını engellemek için tarayıcı güvenlik özelliklerini etkinleştirdim.
Adım 3: Açık Kaynak Kodlu İşletim Sistemi (Linux) Tarayıcıları Kullanmak
Linux işletim sisteminde, Mozilla Firefox ve Chromium gibi açık kaynaklı tarayıcıları kullandım. Mozilla Firefox, Linux kullanıcıları arasında oldukça popülerdir çünkü özelleştirilebilir yapısı ve güvenli tarama özellikleri ile bilinir. Chromium ise, Google Chrome’un açık kaynaklı versiyonudur ve Google’ın tarayıcı motorunu kullanır. Bu tarayıcıları kullanarak, Linux ortamında internet üzerinde gezindim ve her iki tarayıcıda da güvenlik özelliklerine odaklandım.
Adım 4: Tarayıcı Özellikleri ve Gizlilik Ayarları
Linux üzerinde kullanılan tarayıcıların güvenlik özelliklerini inceledim ve Firefox’un gizlilik odaklı özelliklerinden yararlandım. Firefox, kullanıcı verilerini toplama konusunda daha şeffaf bir yaklaşım sergiler ve kullanıcılara kapsamlı gizlilik ayarları sunar. Ayrıca, reklam engelleyici ve izleyici engelleyici eklentilerle, internet tarama deneyimimi daha güvenli hale getirdim. Chromium üzerinde de, güvenlik duvarları ve SSL bağlantı güvenliği gibi özellikleri etkinleştirdim.
Adım 5: Eklentiler ve Özelleştirme
Her iki işletim sisteminde, tarayıcıları daha verimli kullanabilmek için eklentiler ekledim. Google Chrome ve Mozilla Firefox, kullanıcıların tarayıcılarını daha işlevsel hale getirebilmesi için birçok farklı eklenti sunar. Örneğin, şifre yöneticileri, reklam engelleyiciler, SEO analiz araçları gibi eklentileri yükleyerek tarayıcı deneyimimi daha pratik hale getirdim. Bu eklentiler, internet gezinme hızını artırırken, güvenliği de güçlendirir.
Adım 6: Tarayıcı Senkronizasyonu
Her iki işletim sisteminde de, tarayıcılar arasında senkronizasyon sağlayarak favorilerimi, şifrelerimi ve açık sekmelerimi farklı cihazlar arasında taşıdım. Google Chrome ve Mozilla Firefox, kullanıcıların verilerini bulut üzerinden senkronize etmelerine olanak tanır. Bu sayede, farklı cihazlarda internet tarayıcısına giriş yaptığımda, tüm verilerim güncel ve senkronize oldu.
Adım 7: Web Tarayıcıları Arasında Gezinme Deneyimi
Hem Windows hem de Linux üzerinde, web tarayıcılarını kullanarak internet üzerinde çeşitli sitelere göz attım. Farklı işletim sistemleri arasındaki performans farklarını gözlemledim ve her iki tarayıcıda da internet hızını optimize etmek için gerekli ayarları yaptım. Chrome ve Firefox’un, sayfa yükleme süreleri ve tarayıcı arayüzlerinin kullanıcı dostu olduğunu fark ettim.
Sonuç:
Bugün, açık ve kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinde web tarayıcılarını kullanarak internet üzerinde güvenli bir şekilde gezinme işlemlerini gerçekleştirdim. Google Chrome, Mozilla Firefox ve Microsoft Edge gibi tarayıcıların güvenlik ve özelleştirme özelliklerini inceleyerek, her iki işletim sistemi üzerinde de tarayıcı kullanımı deneyimi kazandım. Tarayıcı güvenliği, internetin temel gereksinimlerinden biridir ve kişisel verilerin korunması için tarayıcı ayarlarının doğru bir şekilde yapılandırılması gerekmektedir.
HAFTA 10 GÜN 1: Fiziksel ortama göre ağ sisteminin fiziksel bağlantı tasarımını yapar
Bu hafta, ağ sistemlerinin fiziksel bağlantı tasarımını yapma sürecine odaklandım. Fiziksel bağlantılar, bir ağın temel yapı taşlarından biridir ve doğru tasarımı, ağın verimli çalışabilmesi için kritik öneme sahiptir. Bir ağ tasarımında, bağlantı türü, kullanılan kablolar, bağlantı noktaları ve ağ cihazları gibi unsurlar dikkatlice planlanmalıdır. Bu süreç, ağın genişliğine, hız gereksinimlerine, güvenlik gereksinimlerine ve gelecekteki genişleme ihtiyaçlarına göre şekillenir.
Adım 1: Ağ Yapısının Belirlenmesi
İlk adım olarak, ağın gereksinimlerini belirlemek için yerel ağ (LAN), geniş alan ağı (WAN) veya metropol alan ağı (MAN) gibi ağ türlerinden hangisinin kullanılacağına karar verdim. Bu haftaki örnekte, küçük ölçekli bir ofis ağı tasarımı üzerinde çalıştım, bu da bir LAN ağı oldu. Bu tür bir ağ, ofis içindeki tüm cihazları birbirine bağlayarak veri paylaşımını, internet erişimini ve cihazlar arası iletişimi sağlar.
Adım 2: Bağlantı Türlerinin Seçimi
Ağ tasarımında, veri iletimi için kullanılacak bağlantı türünü seçmek önemlidir. Çeşitli bağlantı türleri arasında, bakır kablolar (Ethernet), fiber optik kablolar ve kablosuz bağlantılar (Wi-Fi) bulunmaktadır. Bu örnekte, ofis içinde yüksek hızda veri iletimi sağlamak amacıyla Cat 6 Ethernet kablolarını tercih ettim. Bu kablolar, yüksek veri hızlarını destekler ve genişleme olanakları sunar.
Adım 3: Ağ Cihazlarının Seçimi ve Konumlandırılması
Ağ tasarımında, cihazların türü ve konumlandırılması da oldukça önemlidir. Ofisteki her bilgisayar, yazıcı ve sunucu gibi cihazların fiziksel bağlantısı sağlanacak. Bu cihazlar, merkezi bir anahtara (switch) bağlanacak. Bu switch, ağdaki veri iletiminin yönetilmesinde kritik bir rol oynar. Ayrıca, ağdaki internet erişimini sağlayan bir yönlendirici (router) da kurulum için gereklidir. Yönlendirici, dış dünya ile ağ arasındaki bağlantıyı sağlar. Bu cihazların her birini en verimli şekilde yerleştirerek, kablolama ve veri iletiminin düzgün bir şekilde yapılmasını sağladım.
Adım 4: Kablolama ve Bağlantı Noktaları
Ağ tasarımında, cihazlar arasındaki fiziksel bağlantıların yapılacağı kablolama altyapısının planlanması gerekmektedir. Kablolama, doğru bir şekilde yapılmazsa, ağın hızında düşüşler ve veri kaybı yaşanabilir. Bu aşamada, odalar arası kablo çekme planı yaparak, her cihazın ağ bağlantısı için gerekli portları ve kablo uzunluklarını belirledim. Kablolama sırasında, tıkanıklıkların oluşmaması için her kablonun düzgün bir şekilde yerleştirilmesine özen gösterdim. Ayrıca, ağ cihazlarının yerini belirleyerek, her cihazın kolayca erişilebileceği şekilde yerleştirilmelerini sağladım.
Adım 5: Güvenlik ve Yedekleme Planları
Ağ tasarımında, güvenlik önlemleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Fiziksel bağlantılar oluşturulurken, ağın dış tehditlerden korunması için firewall gibi güvenlik cihazları yerleştirilebilir. Ayrıca, ağdaki kritik cihazların ve verilerin yedeklenmesi için NAS (Network Attached Storage) gibi cihazlar kullanılabilir. Tasarımda, ağda herhangi bir arıza durumunda hizmetin kesintiye uğramaması için yedek bağlantılar ve yedek ağ cihazları eklemeyi de planladım.
Adım 6: Performans ve Genişleme İhtiyaçları
Ağ tasarımında, ağın performansını artıracak ve gelecekteki ihtiyaçları karşılayacak altyapı planlaması yapmak önemlidir. Bu nedenle, ofis ağına ek cihazlar bağlanması veya ağın genişletilmesi gerektiğinde, tasarımda kullanılan switch’lerin port sayısını ve kabloların taşıma kapasitesini göz önünde bulundurdum. Ayrıca, Wi-Fi erişim noktalarının yerleşimini yaparak, tüm ofiste yüksek hızda kablosuz internet erişimi sağlanmasını amaçladım.
Adım 7: Test ve İnceleme
Ağ bağlantılarının doğru çalışıp çalışmadığını test etmek amacıyla, tasarladığım ağ yapısını kurduktan sonra, bağlantı hızlarını ve güvenlik seviyelerini kontrol ettim. Her bir cihazın doğru şekilde bağlandığını ve ağın sorunsuz çalıştığını görmek için testler gerçekleştirdim. Bu süreç, ağın her bileşeninin düzgün çalıştığından emin olmayı sağladı.
Sonuç:
Bugün, ofis ağı için fiziksel bağlantı tasarımını gerçekleştirdim. Ağa bağlanacak cihazları, kullanılacak kabloları ve ağ cihazlarını belirleyerek, ağın fiziksel yapısını oluşturmuş oldum. Ayrıca, ağ güvenliği ve genişleme gereksinimlerini de göz önünde bulundurarak, gelecekteki ihtiyaçlar için esnek bir altyapı oluşturmayı hedefledim. Bu tasarım süreci, ağ kurulumlarının verimli ve güvenli bir şekilde yapılabilmesi için önemli bir adımdır.
HAFTA 10 GÜN 2: Fiziksel ortama ve ağ çeşidine göre ağ topolojisini seçer
Bugün stajda, ağ topolojilerini inceledim ve farklı ağ türlerine göre hangi topolojilerin kullanılacağını öğrendim. Ağ topolojisi, ağda yer alan cihazların nasıl bağlandığını ve veri iletiminin nasıl gerçekleştiğini belirleyen yapıdır. Ağın fiziksel ortamına ve ağ çeşidine göre doğru topolojiyi seçmek, ağın verimli ve güvenli çalışabilmesi için oldukça önemlidir.
Adım 1: Ağ Topolojisi Nedir?
Ağ topolojisi, cihazlar arasındaki bağlantı şekli ve düzeni anlamına gelir. Çeşitli ağ topolojileri mevcuttur ve her birinin kendine has avantajları ve dezavantajları vardır. Bu haftaki çalışmamda, yaygın olarak kullanılan bazı ağ topolojilerini inceledim: Yıldız (Star), Halka (Ring), Ağaç (Tree), Bus ve Mesh topolojileri.
Adım 2: Yıldız Topolojisi (Star Topology)
Yıldız topolojisi, ağdaki tüm cihazların merkezi bir cihaz (genellikle bir switch veya hub) üzerinden birbirine bağlandığı bir yapıdır. Bu topoloji, ofis ağlarında yaygın olarak kullanılır çünkü merkezdeki cihaz arızalandığında yalnızca o cihazın bağlantısı kesilir, diğer cihazlar çalışmaya devam eder. Bu, ağın güvenliğini artıran bir özelliktir. Ofis ağı gibi küçük ve orta ölçekli ağlar için ideal bir topolojidir. Bu haftaki örneğimde, ofis ağında yıldız topolojisi kullanmayı tercih ettim.
Adım 3: Halka Topolojisi (Ring Topology)
Halka topolojisinde, tüm cihazlar birbirine bir halka şeklinde bağlanır ve veriler cihazlar arasında döngüsel olarak iletilir. Bu topolojinin avantajı, veri iletiminin her cihazdan geçerek geri dönmesidir. Ancak, bu yapıda bir cihazın arızalanması tüm ağın durmasına yol açabilir. Halka topolojisi genellikle daha küçük ağlar için uygun değildir, ancak bazı özel uygulamalarda kullanılabilir. Bu topoloji, uzun mesafelerde veri iletimi sağlamak için tercih edilebilir.
Adım 4: Ağaç Topolojisi (Tree Topology)
Ağaç topolojisi, birden fazla yıldız topolojisinin bir araya gelerek daha büyük bir ağ oluşturduğu yapıdır. Bu, daha geniş ağlarda, özellikle büyük ofis binalarında ve kampüs ağlarında yaygın olarak kullanılır. Ağaç topolojisinde, ana ağ cihazı (root) alt ağları (branch) bağlar. Bu topoloji, geniş ağlarda daha düzenli bir yapı sunar ve büyütülmesi kolaydır. Bu topoloji, tasarım sırasında genişleme gereksinimlerini göz önünde bulundurarak tercih edilebilir.
Adım 5: Bus Topolojisi
Bus topolojisi, tüm cihazların tek bir kabloya bağlı olduğu basit bir yapıdır. Bu topoloji, küçük ağlarda düşük maliyetli çözümler sunar ancak büyük ağlar için uygun değildir. Çünkü kablo arızalandığında tüm ağ etkilenir. Genellikle eski ağlarda ve küçük, geçici ağlarda kullanılır. Bu topoloji genellikle modern ağlarda tercih edilmez, çünkü veri iletimi ve genişleme açısından sınırlamaları vardır.
Adım 6: Mesh Topolojisi
Mesh topolojisi, her cihazın birbirine doğrudan bağlandığı bir yapıdır. Bu topoloji, ağda yüksek güvenlik ve veri iletimi sağlar çünkü her cihaz arasında birden fazla yol bulunur. Bu da ağda herhangi bir bağlantı kesildiğinde diğer bağlantıların çalışmaya devam etmesini sağlar. Ancak, mesh topolojisi genellikle çok fazla kablo ve ağ cihazı gerektirdiği için büyük ağlar için maliyetli olabilir. Yüksek güvenlik ve kesintisiz çalışma gerektiren durumlarda tercih edilebilir.
Adım 7: Fiziksel Ortam ve Ağ Çeşidine Göre Topoloji Seçimi
Ağ topolojisini seçerken, ağın fiziksel ortamını ve türünü göz önünde bulundurmak önemlidir. Örneğin, bir ofis ağında sınırlı mesafe ve cihaz sayısı olduğu için genellikle yıldız topolojisi kullanılır. Eğer geniş alanlarda veri iletimi yapılacaksa, ağaç topolojisi daha uygun olabilir. Ayrıca, ağda yüksek güvenlik gereksinimleri varsa, mesh topolojisi tercih edilebilir. Bu hafta, ofis ağı tasarımımda yıldız topolojisini seçtim çünkü bu yapı, basit kurulumu ve yönetimiyle ofis ortamı için idealdir.
Adım 8: Tasarımın Uygulaması
Ağ topolojisini seçtikten sonra, seçilen topolojinin gerektirdiği fiziksel bağlantıları tasarladım. Örneğin, ofis ağımda her bilgisayarı merkezi bir switch’e bağladım. Switch, ağdaki tüm cihazlar arasındaki veri trafiğini yönetiyor ve ağın düzgün çalışmasını sağlıyor. Kabloların yerleştirilmesi sırasında, bağlantıların sağlam ve düzenli olmasına dikkat ettim.
Sonuç:
Bugün, fiziksel ortam ve ağ çeşidine göre uygun ağ topolojisini seçme sürecini tamamladım. Yıldız, halka, ağaç, bus ve mesh topolojilerinin avantajlarını ve dezavantajlarını inceledim ve ağın gereksinimlerine göre doğru topolojiyi seçtim. Seçtiğim topoloji, ağın verimli ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak için kritik öneme sahip.
HAFTA 10 GÜN 3: Ağı isteğe uygun alt ağlara ayırır
Bugün, ağ yapısını daha verimli bir hale getirebilmek için ağı isteğe bağlı olarak alt ağlara ayırma sürecini öğrendim. Alt ağlara ayırma (subnetting), büyük ağları daha küçük parçalara bölerek yönetilebilir hale getiren ve ağ trafiğini düzenleyen bir tekniktir. Alt ağlar, ağın büyüklüğüne göre optimize edilmesini sağlar ve ağdaki veri iletimini hızlandırır. Bu süreç, özellikle büyük ölçekli ağlarda performansı artırmak ve ağ güvenliğini sağlamak için önemlidir.
Adım 1: Subnetting Nedir?
Subnetting, bir IP adresi bloğunun bir kısmının ağ adresi, diğer kısmının ise host adresi olarak kullanılması işlemidir. Bu işlem, ağın verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Subnetting yaparken, IP adresi bloğunu daha küçük alt ağlara böleriz. Bu sayede her alt ağ, kendi cihazları arasında veri iletişimi yapabilir ve genel ağ trafiği daha düzenli bir şekilde yönetilebilir.
Adım 2: Alt Ağ Maskesi (Subnet Mask) Kullanımı
Alt ağ oluşturmak için kullanılan en önemli araçlardan biri alt ağ maskesidir. Alt ağ maskesi, IP adresini bölerek hangi kısmının ağ adresi, hangi kısmının ise host adresi olduğunu belirler. Alt ağ maskesi, ağın büyüklüğünü belirler ve kaç alt ağ oluşturulacağını hesaplamamıza yardımcı olur. Örneğin, 255.255.255.0 alt ağ maskesi, 256 adresi sağlar ve bu adreslerden 254’ü cihazlar için kullanılabilir.
Adım 3: Alt Ağ Planlaması
Ağı alt ağlara ayırmadan önce, her bir alt ağın hangi amaç için kullanılacağını belirlemem gerekir. Ofisteki cihazları, kullanıcıları ve hizmetleri dikkate alarak hangi cihazların hangi alt ağda bulunacağını planladım. Örneğin, yazıcılar ve bilgisayarlar farklı alt ağlarda yer alabilir, bu da ağ trafiğini daha verimli hale getirir. Ayrıca, ağın güvenliği için hassas verilerin farklı alt ağlarda yer alması sağlanabilir.
Adım 4: IP Adresi Sınıflandırması
Ağı alt ağlara ayırmak için IP adreslerini doğru bir şekilde sınıflandırmam önemlidir. IP adresleri, genellikle A, B, C sınıflarına ayrılır. Bu sınıflar, farklı büyüklükteki ağlar için uygun adres aralıklarını belirler. A sınıfı adresleri büyük ağlar için, B sınıfı orta büyüklükteki ağlar için, C sınıfı ise küçük ağlar için uygundur. Bu hafta, ofis ağını alt ağlara ayırmak için C sınıfı IP adresi bloğu kullandım, çünkü ofisin ağındaki cihaz sayısı bu sınıf için uygun.
Adım 5: Alt Ağ Sayısı ve Host Adreslerinin Hesaplanması
Alt ağları oluştururken, her bir alt ağda kaç cihazın yer alacağını belirlemek için host adreslerini hesaplamam gerekiyor. Alt ağ sayısını belirlerken, ağın gereksinimlerine göre kaç tane alt ağ gerektiğini planladım. Örneğin, ofiste 5 farklı bölüm varsa, her bölüm için bir alt ağ oluşturulabilir. Her alt ağda 50 cihaz olacağını varsayarak, gerekli IP adresi sayısını ve her alt ağın kapasitesini hesapladım.
Adım 6: Subnetting Uygulaması
Subnetting uygulaması, ağın daha küçük parçalara bölünmesi işlemidir. Subnetting için, belirlediğim alt ağ maskesini kullanarak ağ adresini böldüm. Bu işlemde, her alt ağ için yeni bir IP bloğu belirledim. Örneğin, 192.168.1.0/24 adresini, 192.168.1.0/26, 192.168.1.64/26 gibi daha küçük alt ağlara ayırdım. Bu sayede, her alt ağ yalnızca belirli bir grup cihazı barındıracak şekilde optimize edildi.
Adım 7: Ağın Alt Ağa Ayrılmasının Sonuçları
Ağı alt ağlara ayırmak, ağ yönetimini daha kolay hale getirdi. Trafik artık her alt ağda daha verimli bir şekilde iletiliyor ve ağdaki cihazların sayısı sınırlı olduğu için her alt ağda daha düşük yükler oluşuyor. Ayrıca, her alt ağın farklı güvenlik gereksinimlerine göre düzenlenmesi, ağın güvenliğini artırıyor. Alt ağlar sayesinde, ağda olası sorunlar daha kolay tespit edilip çözülüyor.
Sonuç:
Bugün, ağ yapısını alt ağlara ayırma sürecini başarılı bir şekilde tamamladım. Subnetting, büyük ağların yönetimini daha verimli hale getiren bir tekniktir ve ağ güvenliği ile performans açısından önemli faydalar sağlar. Subnetting ile ağda gereksiz trafik azaltılır ve her cihaz için yeterli IP adresi sağlanır.
Bizim gelişim tablosunda çalışma alanı diye bir şey var konu olarak ona ne yazmamız gerekiyor tam olarak.
[…] defteri doldurmak için web programcılığı staj defteri konuları başlığını […]
30 uncu haftadan sonra yok
33,34,35 ve 36. haftayı nereden bulabiliriz acaba?